"Babası öldüğünde 3, savaşa katıldığında 16, pilotluk diploması aldığında 20, savaşta Ruslara esir düştüğünde 21 yaşındaydı. Gökyüzüne aşık, kalbi vatan sevgisiyle dolu, çalışkan bir gençti. Kurtuluş Savaşı'nın ilk ve son uçuşunu yapan Vecihi Hürkuş, savaşta kazandığı başarılarla istiklal Madalyası kazandı.
29 yaşındayken kendi yaptığı Vecihi K-6 isimli ilk uçağını bitirdiğinde umut ve heyecan doluydu. Uçağı için sertifika almak istedi fakat bu belgeyi verebilecek yetkinlikte kimse yoktu, bu yüzden uçması yasaklandı. Vazgeçmedi... izinsiz uçtuğu için ceza aldı ve uçağına el konuldu. 1930′da ilk Türk sivil uçağı olan Vecihi 14′ü yaptı. Yine sertifika verilmedi. Tüm uçağı parçalarına ayırdı, Ankara'dan trenle Prag'a kadar götürdü, tekrar birleştirdi. Uçak, Çekoslavakya'da uçuş müsaadesi aldı. Yurda döndüğünde onu yine engeller bekliyordu. ikinci uçağı da uçuştan men edildi.
Vazgeçti mi? Tabiki hayır...
1932′de ilk Türk sivil havacılık okulunu kurdu. Yetiştirdiği başarılı öğrencileriyle iki uçak daha yaptı. Maddi imkansızlıklar yüzünden okul kapandı. Ömrünün sonuna kadar ülkesine, insanlara hizmet etmek için çalıştı, çabaladı. Çok sıkıntı çekti, borca battı. Birinci Dünya Savaşı'nda gösterdiği kahramanlıklar için bağlanan maaşına bile el konuldu, yine de vazgeçmedi.
16 Temmuz 1969 yılında, tam da Apollo 11 uzay aracı ay yüzeyine doğru yol alırken, tüm ömrünü Türk havacılığını ilerletmek ve gençlere havacılığı sevdirmek için harcayan Vecihi Hürkuş, sefalet içinde hayata gözlerini yumdu...
Bu ayıp da bize 100 yıl yeter."
Kardeş payı dizisinden...
En son altta yazan "yapılan hiçbir iyilik cezasız kalmaz" yeterince özetlemiş durumu zaten.