hayatın yavanlığı, hayatın dengesizliği ve kader gerçeği arasında gelip giderken önemli olan herhangi bişey bulmanın karmaşıklığında kaybolurdum zaman zaman. sonra anlamlar yüklemenin hayatı daha yaşanılabilir kıldığını düşünmeye ve yaşamaya başladım. sanırım kendi çizgilerimi belirlediğim çocukluktan gençliğe dönüşüm sırasındaydı tüm bunlar.
sonra anlam yüklemeninde yavanlıkları, dengesizlikleri türedi. anlam yüklediğin insanlar, duygular, inanışlar, düşünceler yüklediğin anlamın yanında çok anlamsız kalabiliyordu. dengesizliklerin içinde dengeli yaşamanın kolay olmadığını düşünürken aslında ne büyük bir dengesiz olduğumuda anlıyordum salınan saniye kordonuna bakarken. zaman içinde var oluşu ispatlamanın imkansızlığı gibiydi hayatın yaşanılabilirliği.
anlam yüklemenin güzel yanları vardı hayatı anlamlı kılan. zaten bu da hayata bir anlam yüklemektir temelde. aşk için dakikalara anlam yüklemek gibi, tarihe anlam yüklemek gibi. 4 ekim 2008, 3 ekim 2008 boş beleş takvimin diğerinden farksız günleride oılabilirlerdi. olmadılar... artık unutmayacağım tarihler arasında yer alacaklar. yeşil erik, tavuk gibi anlamsızlıktan sıyrılmış birer an imgesi olucaklar. sonra anı yumağı ve sonra düş olucaklar, uyandığında kabus...
koşmanın da üzerine anlam yüklenir. istersen zafere koşan bir kıral gibi düşünürsün koşmayı, sevgiliye koşan aşığın ışıltılı adımları, ya da bir aptalın kendinden korkusu için kırdığı kalplerden kaçış adımları...kalp kırarak...
özlemek zaten kendi içinde çok fazla anlamı barındırır. özlem kelimesi anlamlı hayatların sahibesi insan dudaklarından düşerken zaten güzelleşmiştir. ama kendi anlamını yükleyebilirsin. özlem deyince hak edişlerin uzağında bir duygu tahayyül edebilir ve özlem tezahür ettiğinde kendini özlemek için haksız bulabilirsin. yine de engel olamazsın özleme. engel olamadığın yitirişleri hatırlatır.
beklemeye anlam yükleyebilirsin. beklemek nefret celbeden bir rutin saniye kordonudur. onu anlamlı kılabilirsin. sevgiliyi beklemeyi anlamlı kılan çok özveri vardır anlatılır. ölümü beklemenin dik duruşunu beklemeye anlatabilirsin. "bu kadar nefret celbetme. beklemenin derinşliğinde boğulmak mümkün bak!" beklemeye bir anlam daha yükleyebilirsin en anlamsız bekleyişi işaret ederek. en anlamsız bekleyiş dönmeyeceğini bildiğin sevgiliyi bekleyiştir. onun anlamı yürekten sızar ama sadece bekleyeni ilgilendirir.
düşünmeye anlam yükleyebilirsin. kimi düşündüğün yada neyi düşündüğünü önemsemeden her düşünceni anlamlı kılan bir sevgi pırıltısı sızırabilirsin. onu düşünmek gibi. ne yaptığını merak etmek gibi. cevap bulmayacak soruların çaresizliğine sığınıp, düşünmeye ara vermeden geçen dakikaları saymak, günleri saymak gibi. bir inancı düşünmek gibi. nasıl sadık olabildiğini düşünmek gibi. hiç düşünülmemiş bir düşünceyi ortaya atmadan önce kafada derinlemesine düşünmek gibi bir anlam yüklyebilirsin.
hayatın yavanlığı, hayatın dengesizliğine ve kader gerçeğine bir anlam yükleyebilirsin hepsini entegre ettiğin bir düşüncede. hayat yavan olmalıdır zaten ve hayat dengesiz olmalıdır. kaderini oynadığın role bağlı kalıp oynamalısın. kendi sınırlarını değerlendirdiğin günden sonra önündeki merdiven basamakları bunlardır. merivenleri çıkmak için duygularına yaslandığını varsaymak bü üçlüyü anlama kavuşturacaktır.
aşk a anlam yüklyebilirsin. tad vermediği her dakikada çektiğin acıya müptela olmanın aslında durgunluktan daha anlamlı oluğunu düşünerek. öyle ya aşık olmanın derinliğinde yüzemeyen bir hayat denkleminde hissedememenin sorun teşkil etmesinden daha gerçekçi bir hayattır. sonuçta her şey hayata anlam yükler en temelinde. aşkın senin için 1 dakikalık mutluluğa aylarca keder hazırlamasına bir anlam yükleyebilirsin. o sevgili ile 1 dakika mutluluğu paylaşabilmek için onca kederi göze almaktan daha güzel özveri var mıdır?
anlam yüklemeye bile anlam yükleyebilirsin. anlam yüklemedikçe yarışmacı olacak, kendini düşünecek, ben merkeziyetçi bir dünya oluşturacak, yaşıyorum sanıcak ve duvara kafa atıcaksın.
sözlüğe bir anlam yüklenilebilir. yazmanın rahatlattığı bir bünyem var kişisel olarak yüklediğim anlam ve varyasyonlarını ancak hayal edebilirim.
sözlük bir yanıyla öğrenmek için eğlenceli olabilir.
sözlük rahatlamak için ve ifade etmek için gerekli olabilir.
sözlük asosyal yaşamda kendini kandırmak için sana farklı alternatifler sunabilir.
sözlük buna benzer bir dolu gerekliliğin arzularıyla var olmuşken farklı bir gereklilik ekleyebilirsin ona. 1 dakikalık mutluluk için göze aldığın kederi sana sunmuş olabilir. minnet duyarsın.
melankolimin azgınlığını depreştirdiğim son bir kaç gündür anlam yüklediklerime baktım. sonra anlam yükleyenlere baktım. yüklenen anlamları boşa çıkarışlarımı izledim. yüklediğim anlamlara layık olamayışlarımı izledim. ben merkeziyetçi tuzaklara düşüşümü izledim. bir maçın özet görüntüleri gibiydi. anlamsız, ruhsuz ve tadsız. ama düşünmeye anlam yükleyemediğim salınan saniye kordonunda elimde çok bir ifade yoktu.
aşk a anlam yüklemedim bu sürgitlerin içinde. içimdeki ifadesiz çırpınışları düşündüm sadece. hayat ve zaman el ele verip alıştıracaktır belki, belkide başaramayacak hastalıklı bir süreci işaret edecektir. bilemiyorum...
sözlüğe anlam yükleyemiyorum ve gereklilik sebeplerini artık bulamıyorum. bu sözlükte bir yazıya yüklediğim son anlam olucak bu.
göz yaşına anlam yükleyebiliyorum sadece. müstehaklık, haksız özlem, hayattan beslenişimden gelen dengesizlik.
meraba demek isterim sadece, benimle değil de bi başkasıyla konuşur gibi sohbet etmesini isterim susup dinlemek için ve yine sadece...