Kimse yaşamından memnun değil çünkü; insan doyumsuz ve yetinmeyi bilmeyen bir canlıdır. Her hayvanın kendine özgü bir özelliği olduğu gibi bizimde bir özelliğimiz var bu özelliğimiz bizi diğer hayvanlardan ayıran tek özelliktir bu özellik doyumsuzluktur ama her şeye karşı olan doyumsuzluktur.
Aşka, paraya, yaşama, bilgiye, savaşa ve benzeri şeylere karşı duyduğumuz doyumsuzluk bizim bazı konularda ilerlememize ve gerilememize neden oldu. Bilime duyduğumuz doyumsuzluk bizi marsa götürdü, paraya duyduğumuz doyumsuzluk ise savaşa götürdü. insanlar bu ince çizgide gelip gidiyor, dünya değiştikçe doyumsuzluklar da evrimleşiyor.
insanlığın son doyumsuzluğu ise beğenilme doyumsuzluğudur, artık insanlar yaşamlarını kendi öz beğenileri değil diğer insanların beğenilerine göre almaya başladılar ve bu beğenilme doyumsuzluğu insanların yaşamlarından zevk duymama, kendi benliklerini beğenmeme, bir topluluğa bağlanma gibi yaşamlarını kötü etkileyecek yerlere varmaya başladı.
Eskiden insanlar yaşamlarına anlam katmak için kendilerini toplumdan soyutlar, kendi yollarına gidip kendi has çevrelerini oluştururdu artık bu imkansız çünkü yaşam avucumuzun içinde toplumdan kaçamıyoruz ve her zaman toplumun içinde olma iç güdüsü, beğenilme doyumsuzluğunu tetikliyor ne kadar beğenilirsek kendimizi toplumda o kadar yer edinmiş olarak görüyoruz, kendi öz yaşamımızı kendi ellerimizle baltalıyoruz.