eğlenmek için girdiğimiz bu siteyi , gereğinden fazla ciddiye almış birkaç yazarımızın manifestosu , muhtırası diyenler de yok değil. kimileri arkadasları tasaga almıs , kimileri ciddiye alıp cevap vermiş , başka bir grup da anlaşmaya imzasını koymuş. tek tek incelediğinizde kendi içerisinde çeliştiği noktalar var ama sonuçta burada değişik konularda fikirlerimizi beyan ediyoruz , kendilerince yanlış gördüklerini açıklamış ve çözüm üretmeye çalışmışlar.
sözkonusu olan birkaç yazarın dönüşünü sembolik olarak istemeleri insanların pek dikkatlerini çekmemiş sanırım. daha çok çaylak/ silik oldu yazamayacak artık görüşü hakim. ama bu sözlükte bulunduğum sürece gördüğüm en net olay çaylak da olsanız , silik de olsanız fake bir nick almanın hiç de zor olmadığı. yani bu yazarlar diyelim döndü veya farzedin ki dönmedi herhangi birşey değişmeyecek. yazmak istiyorlarsa burda fake ile çok rahat devam ederler.mesela uzun uzadıya yazan bir bluevelve niz olmayabilir ama redvelve iniz olur.* tatmin olmaktan başka birşeyle alakalı değil bu.
bahsedilen kürtçe olayı için, bir türkü veya benzeri herhangi birşeyin sözlerini kürtçe yazmak istemeleri çok doğal ve hakları. çünkü ben yapmasam da etrafta ingilizce , almanca vb. bir sürü dilden şarkı sözü yazan birçok yazarımız var ama gidipte atıyorum çikolata başlığının altına 'bayanların vazgeçilmezi' tanımını kürtçe yapmaya kalkacak biri varsa da şimdiden siktiri çekiyorum ona. sözlüğün dili türkçedir çünkü buradaki herkesin dil anlamında ortak paydası türkçedir. ama şarkı sözüydü , oydu , buydu orijinal dilinde yazılması gereken şeylerin yazımına da kuduran arkadaslar hata yapmaktalar. sonuçta biz bunu başka dillerle hergün yapıyoruz.
Siyasi konularda tartısmalarda kanıt sunamayan sadece laf atmayı bilenlerin entryleri silinsin tarzı birşeyler geçiyor. Klişe bir cevap ama neye göre kime göre be arkadasım. Hadi bunu geçtik , bu kalitede birileri var mı ki? Burada açılan başlıklar belli , insanların yaşı belli , burası çocuk parkındaki siyaset meydanı değil ama senin istediğin seviyeye de asla çıkamayacak. Sol frame i 30 sn incelemen yeterli.
Manifestonun amacı ile sitenin durumu da çelişiyor. Manifesto , özgürlük istiyor , mekanizmaları sorguluyor fakat burası bir kişinin kodladığı , kodlamayı da geçelim sahip olduğu bir site. Adam koymus kurallarını uyarsın ya da uymazsın. Uymazsan gidersin. Ya sev ya terket sevdiğim bir prensip değildir fakat buranın konsepti bu. Belki de tarzı beğenilmese de burayı kaostan kurtaran şey de bu aynı zamanda.
Saygı istenir , insanların arasında bulunmalıdır. Saygı sevgiden önce gelir denmiştir hep. Farklı görüşlere saygı duyulmasını istiyorsan senin de farklı görüşlere , inanışlara, dinlere saygılı olman gerek. Aklıma gelen bir örneği vereyim ; eğer converse giyen komünist başlığını görmek istemiyorsan kuran ın bestseller olamaması başlığını da açmayacaksın değil mi?** bunları istemek çok güzel de kendini dizginleyemeyip başkasından bunu istemek pek de mantıklı değil.
Gerçekten bunlara zaman ayırıp yazması güzel de eğlenmek için girdiğimiz yeri özgürlük diye diye kamplaştırmadık mı bu manifestoyla ? bizler... Onlar... Sozlugumuz...sozlugunuz... Tamamının gerçekleşmesi ütopik ama bazı kararlarıyla bizi bazı konuları tekrar düşünmemizi isteyen bir manifestodur bu. Uzun oldu ama zaten bunu okumaya uğraşmayacak olanın pek de bir şey anlamasını beklemiyorum. inşallah bu manifesto sözlüğümüzün beğenerek okuduğum birkaç yazarını yanında götürmez. Bakalım nolacak?