Her sene alışkanlık haline getirdiğim bir takıntım var. Özellikle kendimi üzgün, çaresiz hissettiğim zamanlarda yaparım bunu. Sanki feride'yi bu ruh halinde iken daha iyi anlayacakmışım gibi.
Öncesinde kitabını okur, ardından kitaptan hiç çıkmamış, cümlesi cümlesine çekilmiş aydan şener'li 7 bölümlük, 1986 yılında çekilmiş olan dizisini izleyerek kendimi tamamen çalıkuşu'na vakfederim.
Keşke içine girsem ya. Bunlar bana yetmiyor. Direkt kitap olmak istiyorum. Kamran'ın abv ayrıca.
Peki ya esin engin'in bestelediği o muhteşem müziğe ne demeli? Allam aşerdim gene.
Ömrümün sonuna kadar okuyabileceğim tek kitap, izleyebileceğim tek dizi olabilir.
Ayrıca göz sağlığım ve ruhsal açıdan yıpranmamak için Türkan şoray'lı kartal tibet'li yeşilçam filmi versiyonunu izlemedim, izlemeyeceğim. Benim derin tutkumu zedeleyebilir.
Allah aşkına Türkan nasıl feride olabilir ya deliricem. Gidin sultan filminde oynatıp gündelikçi çilekeş kadın rollerine sokun. Neden zarif, hassas, neşeli ve bir o kadar yıpranmış duygusal feride? aklım almıyor.
Kartal tibet de Tarkan filmleriyle mini etek giysin. Kamran'ı sevmesem de onun asilliğine ve beyefendiliğine erişeceğini düşünmüyorum. Reşat Nuri'ye kastınız mı var nedir öf.