Aslında kadınların böyle özel günlerde,
Aaay niye zahmet ettin ki (almasaydın gözünü oyardım) düşüncelerine...
Bugün 14 Şubat değil mi (bir haftadır kesinlikle unutur bu öküz diye kendi kendimi yedim) şaşırmalarına...
Hemen bunu vazoya koyayım da solmasın (Ayşe Fatma ile iddiaya girmiştim. Unutur almaz diye) demelerine..
Neden bu kadar masraf ettin ki sağolasın (kimin çiçeği en güzel diye merak ediyorum. Kesinlikle benim çiçeğim en güzel. 3 kuruş daha fazla verip hazır vazolu seramik veya toprak kap içinde olandan alsaydın daha iyiydi ya neyse, bu da idare eder) teşekkürlerine...
Aaaay çiçek Sepetinden çikolatalı meyva sepetide mi yaptırdın?
Neee çiçek 14 Şubat için bu çikolatalı meyve sepeti de benim için mi? Sen bir tanesini canım (ara sıra beni şaşırtıyorsun ya işte bunu seviyorum ruh öküzüm benim)
Böyle durumlarda içimden hep gülüyorum.
Bakmayın kadınların böyle günler için "aaay ne gerek var" dediklerine.
Genelde bu cümleyi hediye aldıklarında kurulur, gerçeği görmek için sıradan gün gibi davranın konusunu açmayın hediye almayın.
Bir şey dediğinde ne gerek var ya, seni zaten seviyorum deyin görün ebenizin hörekesini.
Neden mi?
Edibüdü: Ben gördüm de ondan biliyorum)
Bir kere çiçek alınmış
Eve girilmiş, çiçek daire kapısı önüne bırakılmış. Hoş beş selam kelam.
Üzeri değiştirilmiş el yüz yıkanmış sofraya oturup yemek yenecek hatun da surat bir karış.
Yüzünün sağ tarafı kesin unuttu öküz, sol tarafı uygun anı bekliyor. Çiçek almamış acaba ne aldı sorusu soruyor.
Yemek yendi çay içiliyor TV karşısına geçilmiş...
TV de 14 Şubat haberi geçiyor.
Hatun dayanamadı patladı. Unuttum canım cevabı alınca ipin ucu kaçtı, biraz daha kızdıralım derken zil çaldı.
Kapıya birlikte gittik.
Karşı komşu çocuğun elinde çiçek ".... Abla bu sizin mi?"
Çiçek üzerinde not tabi ki bizim.
Ejderha olan hatun süt dökmüş kedi.
Olan karşı komşuya oldu. Daire kapısında kadın yanında ki kocasına öyle bir bakıyor ki adam ile göz göze gelince "komşu ne bok yedin öyle, olan bana oldu" bakışını görmek insanı üzüyor.