Kaç kez okuduğumu hatırlamadığım bir masaldır. Aslında masaldan çok hikayeye benzemektedir. Olağanüstülük yoktur çünkü... Yaşanmış veya yaşanabilecek bir olaydır. Dolasıyla hikayedir aslında neyse...
"Masallar mutlu biter." klişesine nokta koyan , bu yönüyle bildiğim tek masaldır.
Her okuyuşumda sonunu bildiğin halde, "Kibritçi Kız " ın son sığındığı evin dibinde hala içeri alınmasını, ısınmasını, karnının doyurulmasını isterim ya da bulutların arasından bakan büyükannesinin, bir peri olup Kibritçi Kız a yardım edeceğini ümit ederim. O kibritlerin hiç bitmemesini ister, masalın çok kısa olduğunu düşürüm. Her okuyuş ayrı bir travma yaratır bende, Allah'tan sokakta kalanların yardımcısı olsun diye dua ederim.
Teşekkür edemiyorum Andersen, masalın çok güzel ama masal da dahi hayatın kötü yanlarının da olduğunu hatırlattığın için...