Felsefe tarihinde bazıları vardır; bunlar kendilerinin kurduğu özgün ve tepkisel yapılarıyla bir ufuk teşkil eder. Kırılma noktası, kapı aralayıcı ve her görüşün öyle ya da böyle etkilendiği dayanak yahut odak olur.
Bu kimseler zamanla kendi isimlerinin kendilerine mahsusluğunu kaybeder. Yani artık bir isim olmaktan çıkarlar ve artık bir imzaya dönüşürler. Bir imza olarak isim olmaktan sıyrılıp yükselirler. Nietzsche de bu imzalardan birisidir. Üstelik yalnızca aksiyoloji alanında değil. Bu, görünen ufak bir kısmı.
Bunu görmek ve iyi idrak etmek için heidegger ve derrida'ya göz atılmalı. Ama pırasa yiyenler bu ufuktan çok uzaktır.