ömrüm, çile çeken keşişlerin ömrüyle bedel. ve yaşım yirmi sekiz. geçmişle bugün arasında sıkılıp kalmış bir ruh benimkisi. biraz öfkeli. biraz somurtkan. biraz masum. biraz cesur. biraz da insan..
nasıl ki her şeyi bir sancıyla başladıysa tanrı da evreni varederken büyük sancılar çekti. eminim bundan. nasıl ki, her hareketimizden sonra neler olacağını bilmediğimiz için binlerce olasılıkla yaşıyorsak hayatı ve düşündüklerimizin bir çoğunu yapamıyorsak tanrı da trilyonlarca olasılıklardan bunu başardı. bu varoluşu varedebildi.
istediği an olduracak olan ancak bu kadar oldurabildi. ötesi yok.
limit biziz. limit benim. ben her şeyi kendimden bilirim. ama kendimi bilmem. kimliğimi yakalı çok oldu. hiçbir resmi kurumla tek bi alakam yok.
mutlu olmak adına denemediğim kalmadı. banklarda yattım. pezevenklerle arkadaş oldum. dinci takıldım. camiye, kiliseye, havraya gidip de saatlerce dua ettim. ağladım. bağırdım.
bir gece kovuldum ilahi mekanlardan. bir cuma namazı sonrası, kucağımda onlarca ayakkabı ile linç edilmek istendim, dinin temeli hoşgörüye dayalı olan insancıklar tarafından.
insanların inançları ve o inançlarından vazgeçme bedeli bir çift kösele yayakkabı ile eş değerdi. bu yüzden de sordum. en hassas noktalardandı sorularım; "dinini kaç liraya değiştirirsin?" ya da "kendi cinsiyetinden bi insanla kaç liraya sevişirsin?"
herkesin bir bedeli vardı. bunu kendimce ıspat ettim. bir çocuğunun karşılığını verip seviştim. orgazlarım kulak tırmaladığında bir kadın hayal ettim.
gazete bayisinden bir kaç gazete alıp da bir çay bahçesinde kahvesini yudumlayıp, gazetelere göz atan, arada bir de sigarasından uzun soluklar çeken bir kadın. rüzgarın saçlarını uçuşturduğu bir melek.
ömrüm; bu ütopik canlıyı aramakla geçti. yoktu böyle birisi. toplum, böyle bir varlığın varolmasına izin vermiyordu. bu yüzden de vazgeçtim aramaktan. bir zamanlar kollarımı açarak yürürken, şimdi ellerim ceplerimde.
biliyorum; mutluluğun arifesi yok. biliyorum; mutluluk yok. biliyorum; bazı şeylerin adı var sadece. ama kendisi yok.
aşk gibi. sevgi gibi. huzur. ve tanrı gibi!
biliyorum. ve ben biliyorum dedikçe öğrenebileceğim her şeyi bilinçli olarak öldürüyorum. yalnızken asla ve asla mutlu olamayan ruhum, bir başka bedendeki mutluluğun sancılarını çekerken, yine biliyorum ben.
yalnızken mutlu olamayan başka bir bedenle mutlu olunmaz ki.
işte bu sırada vazgeçiyorum. aşktan. sevgiden. saygıdan. ve tanrı'dan!
ve bildiği tek şey hiçbir şey bilmediği olan o bunağa tecavüz etmek istiyorum.