insanların alanlara inerek, sokaklarda yalnızca semaya bağırarak değil de, güçlü ve iyi donanmış kitlelerle neler yapacağını tarihin her kesitinde ve her ülkesinde görmüşüzdür. tarih devam etmektedir, 5-10 bin kişilik kitlelerin yaptığı küçük ama etkin eylemler kimi ülkelerin iktidarlarının değişmesine sebebiyet verebilmektedir. diğer yandan, aynı şekilde yüzbinlerin direndiği ve alanlara indiği dönemlerde bir şey elde edemediği de tarihin bir trajedisi olarak adlandırılabilir.
türkiye'de sorununun adını koymak lazım. mücadelenin demokrasi-darbe karşıtlığına indirgenmesi hiçbir sorunun çözülmemesi anlamına gelmekle, ülke halkının, emekçilerin, yoksulların da hayatlarında köklü bir değişikliğe neden olmamaktadır. üstelik gelen ekonomik krizle birlikte bu krizin suçu emekçi halka kesilecek. cumhuriyet tarihinin en işbirlikçi, gerici ve piyasacı partisinin durdurulması pek çok yeni doğacak sorunun engellenmesi, geriletilmesi ise oluşmuş sorunların çözümü anlamına gelecektir. fakat kitlesel eylemliliklerinde ancak bir süreç olduğunu görmek gerkiyor. fezaya haykırarak ilerleyen kitlelerin bir noktadan sonra öneminin kafa sayısıyla ölçülmesi muhtemeldir. o halde şunları iyi okumak lazım: "kitelesel eylemlilik" dönemlerinin açıldığı zamanlarda, mitinglerin içeriğinin kafa sayısından çok daha önemli olduğu önemlidir. ayrıca, bu dönemler öncesinde yaygın bir biçimde yapılan siyasal çalışma, ajitasyon ve propagandanın gene kitlesel etkinliklerle gerçekleşmesi,gücünü sokaktan alması ve bir iktidar perspektifi taşıması asıl meseledir.
amerikancı iktidarların gerici ve piyasacı koşullarına karşı tasfiye haline giren emekçi sınıfların bu süreci durdurması için siyaset anlamında gerçek işler yapması gerekiyor. her alanda, noktada akp iktidarına ve onun siyasal aklına, , dayandığı güçlere ve en önemlisi halkı çürütmeye götüren ideolojisine karşı mücadele verilmelidir. bir iktidar perspektifi, geniş bir ittifak ağı ile ne istediğini ve yüzünü hangi yöne döndüğünü gösteren siyasal eylemlilik yapılması gerekmektedir bunun için. yaklaşan seçimler politik atmosferin yükselmesi anlamına geldiğini, kitlelerin siyasallaştığını düşünecek olursak bu sürecin hızlı bir biçimde gerçekleşmesi gerekmektedir. sokağa çıkıp eylem yapmak en son iştir, fakat onun öncesi ve sonrasında alana verilecek rengin tonu esastır. kitlelerin seçimler öncesinde siyasallaştırılması ve yaşadığı öfkenin akp'ye karşı örülecek duvarda kullanılması türkiye'nin bağımsızlığından yana olan, sermayeye karşı emeği savunan ve gericiliğe karşı ilerici olanların yapaileceği tek şeydir.
bir ayrı parantezi cumhuriyet mitinglerine açalım. geçtiğimiz yıllarda milyonlarca kişi sokağa dökülmüştü. türkiye 12 eylül sonrası en önemli eylemlilik sürecini yaşamıştır. bu sürecin iki önemli sonucu vardır: 12 eylül sonrası türkiye'de insanların ilk defa bu kadar güçlü bir biçimde sokaklara dökülmüştür. ikinci olarak ne idüğü belirsiz, eksik ve tutarsız söylemleriyle dahi ülkeyi krize sokmuşlar, erken seçime götürmüşlerdir. öyle ya da böyle bunun sonucunda akp'nin oy kazandığı söylenmektedir. doğru olması muhtemeldir, tamamen alana hakim ideolojinin rengiyle alakalı bir durum var ortada. derinlemesine sosyolojik araştırmaların ellerinde patlayan durum ise kavramların içine sığımadığı demokrasi ve darbe karşıtlığıdır. sürecin gerilere götürülmeyerek 1-2 yıla sıkıştırılmak istenmesidir. halbuki türkiye'de 5 yıl boyunca yegane hakim renk olan akp'nin sürekli propagandası altında kalan emekçi kütlelerinin akp'ye oy vermemesi gibi durumun olamayacağı görememeleri tamamen ideolojinin gücünü kavrayamamalarından kaynaklanıyor. dar bakışı cumhuriyet mitinglerinin ideolojisi olan kemalizm'e nazaran daha geniş gelebilir fakat bu iş sola gelince değişeceğini de görmeliler.
son olarak belirtmek gerkiyor, alana rengini çalacak ideolojinin son belirlenimde etkili olacağını görmeliyiz. katılan siyasi öznelerin çeşitliliğine bakınca anlayacağınız tek şey kemalistlerin kime ve nereye yüzlerini döneceklerinin belli olmamasıdır. tarih ise bunu yalnızca onların tutarsızlığı, akp'nin gerçek kimliğine karşı yükseltilecek sınıf mücadelesinin haklılığını kanıtlar, hepsi o.