orhangazi

entry57 galeri
    40.
  1. kim diyo lan türkiye nin her tarafı bina doldu diye.
    geçen yaz buraya gittim.
    bahçeye çim almaya. görmüşünüzdür belki böyle halı gibi oluyor. altı toprak üstü çim. getirip bahçeye seriyorsun. hayvan ölüsü gibi, ağır tabi. taşıdım ordan biliyorum. bahcıvanımın arabası megan ona koyacaz, düşün artık nasıl tipleriz.nasıl adamlarız.
    neyse orhangazi ye vardık. bi yemek yiyelim dedik öğlen olmuş hem de bahcuvanın gönlü olsun. adam arabasına yüzlerce kiloluk cimleri koyacak. aksi halde bi sürü nakliye vericem falan. tabi bunları ona da söyledim. bende gizli hesap yok. aklımda ne varsa dilimde de var.
    tam böle anayoldan orhangazi çarşısına girince, lokanta var orda bi kaç tane. birbirine yakın.
    ben dönerci gördüm buna girelim dedim. herif çekti aldı beni inegöl köfteciye soktu. oturduk. dedim çorba, dedi bizde yok. alla alla mayak galba. neyse. köfteynen piyaz varmış. o olsun dedim sanki başka seçeneğim varmış gibi.
    neyse geldi. hadi piyaz neyse de, inegöl köfte böylemiydi lan. lastik mübarek. eskiden severdim ama yıllardır yememiştim.
    kalktık sonra. hemen ana yolun diğer tarafından içerilere doğru girdik. lan bi anda dünya değişti sanki. çim alacağımız yeri de bilmiyoruz. tarif üzerine gidiyoruz. toprak bi yola girdik.
    sanki italyan köyü iyi mi. her yer çiftlikimsi evler. önlerde duvarlar, duvarların arkası gözalabildiğine arazi. lan yeri sorucaz etrafta bi tane insan yok. ban nasılım ama şehir değil, ülke değiştirdim sanki, sanki. afalladım yani. gene öyle bi çiftlik evi gördük. önünde duvar yok. koca bahçe gözüküyor. girdik içine. lan nasıl bir değişimdir bu, 2 km ilerisi çarşı burası bildiğin ıssız, kır. havada nası sıcak ama biliyonmu. öğlen sıcağı. seslendik kimse yok mu diye. gene italyan filmlerindeki gibi, atletli, biraz göbekli biiri çıktı içeriden. neyse sorduk. bişeyler tarif etti.
    ilerledik söylediği tarafa. bi dere peydah oldu solumuzda ama su gözükmüyor. bitkiler fırlamış her yerinden, agaçımsılar falan.
    güç bela bulduk yeri. orada da kimse yok. sahibiyle konuşmuştuk gidin alın tarlada var dediydi. bahcıvan tanıyor zaten. neyse bi süre sonra adam geldi ama araziyi görücen arkadaş. alabildiğine düzlük. uçsuz bucaksız.
    meganın arka koltuğuna bez falan serdik. adam yığdı çimleri oraya. bagajıda doldurduk.
    lan arabaya acıdım valla. bahcıvana diyorum ki yav yavaş sur falan. onun pek umurunda değil. geldiğimiz yoldan geri döndük ama ben böyle ıssızlık, böyle sıcak, böyle yalnızlık görmedim arkadaş. yolda gördüğüm bi kaç kişinin yüzünden okunuyordu, yalnızlık. gündüzü böyle olan bi yerin gecesi nasıldır, düşün artık. sesszlik üstü sessizlik.
    ha bi süre yaşarım. o sessizlik, cırcır bçceği, kurbağa sesi iyi gider de uzun süre çok zor.

    bu da böyle bir anımdır, sayın sözlükcüler.
    1 ...