Yobazlığın gayrimeşru çocuğu desek ağır bir tabir olur ki Kemalizmin çıkışı doğuşu açısından yaklaşım yapılmış ama bunun gerçek olduğunu bize unutturamaz.
Tıpkı komünizm ile faşizm gibi.
Atatürk'ün istediği bir ideoloji mi?
Basmakalıp sözler, sloganlar, tartışılmaz öğretiler, tek tip insan ve yaşam, çizilmiş değiştirilemez geliştirilmez sınırlar mı?
Bir torna tezgahından çıkmış seri üretim olan mal gibi aynı ebat hacim şekil içinde insanlar mı?
Bir düşman ile savaşıyorsunuz ve bu düşmana karşı galip gelmek için ilk önce onun gibi olmalısınız ve onun üzerine çıkmalısınız.
Osmanlı'da Yüzbaşı Ömer Fevzi Bey'in Muhafaza-i Asâyişe Me'mûr Zâbitânın Vezâifi: Usûl-i Takib-i Eşkıya da veya çin de mao'nun uzatılmış savaş stratejisi vb mücadele savaş tekniklerinde geçen...
Ya da bir ürün için planlama, üretim, reklam, promosyon aksamasına müşteri profili için bu ürünün hitap edeceği toplum grup insanlar gibi düşünme hesaplanırsa; bir din veya ideoloji savaşta bir taraf mutlaka düşmanına benzer.
Bir yobazla veya kemalist ile konuştuğumuz zaman inanın arada fark olmadığını anlıyorsunuz.
Yobazın Hz Muhammed'e, kemalist'in Atatürk'e yaklaşımı aynı.
Birinin tarifi kare birinin tarifi üçgen.
Köşeleri olan sınırları olan şekli olan iki çizgi ucu sonunda birleşen ve bunun dışında hiç bir şey olmayan matematiksel bozulmayacak tarifi olan bir ifade.
Oysa ne Hz Muhammed ne Atatürk bunu amaç edinmiştir.
Doğası insan olan ve evrilen değişen zaman ile gelişen değişen aklın ihtiyaçların ortak değerlerin başkalarının da başka düşünce değerlerin de içinde olduğu ortak yaşam değer kalıplarının her zaman yenilendiği biçimlendirilmiş bir düzeni savunmuşlardır.