Muhteşem demirlerini anlayamıyorum.
Bu söz bizim değil de zamanının Avrupa hanedanları tarafından söylenmiş sözdür.
Osmanlı'nın en parlak dönemi diyene hak veririm.
Evet, dedeleri batı da Avrupa, babası Yavuz ise Doğu'da iran Mısır da Osmanlı ayarında tehlike arz edecek bir devlet ordu idare yönetim bırakmadı.
Bu devletlerin hazinelerini Osmanlı devletine kattılar.
Asıl hazine değerli olan şey bilim adamlarını sanatçılarını düşünürleri eserleri icadlarını da aldılar.
Ağzına kadar dolu hazine, muazzam yenilmez bir ordu, en ileri teknoloji silahlar ve bilim adamları, mühendis mimarlar, Osmanlı ayarında gücünde olmayan yenilmiş parçalanmış devletler.
Böyle bir servete mirasa konan Kanuni.
Bu serveti ve mirası son kuruşuna kadar yok edene kadar harcadı. Bu refah ve güç tükenene kadar.
Öldüğünde bu miras ve servet bitmişti.
ilk ticari imtiyazlar verilmiş kapitalisyonlar dostluk adı altında dağıtılmış ama asıl neden döndürülür bir hazine girdisi çıktısı arasındaki makasın açılmasıdır.
Örnek mi?
Yeni ticari yollar kaynaklar insan gücü yeni gemi inşaası yeni teknikler ile Avrupa çabalarken biz şu an Piri reis diye merak ve hayranlıkla baktığımız haritasını çizen kafayı kanuni'nin emri ile bu insanın kafasını kestik.
Yeterli imkan donanım iznini verip Amerika da yeni keşfedilen adalarda ticari güç bölgesi neden olacak seyahat planları yerine Piri reis'in kafasını kesip mısır da mezara yolladık.
Kafası sanırım istanbul'da olmalı.
O yıllarda kafası kesilen devletin en üst seviyede komutan yöneticisi emrin yerine geldiği ispatı olarak kesilen kafa bal dolu bir hazne içinde padişaha yollanırdı.
Malûm, bal içinde bakteri üremesine hava almasına izin vermediği için organ da bir bozulma çürüme deformasyon olmaz.
Konu uzatması istenmediği için diğer örneklere değinmeye gerek yok ki bu vb nice basiretsiz ileriyi göremeyen muhakeme edemeyen bir sığ düşünce ile devletin geleceğini aydınlatacak biçimlendirecek tüm bilim adamlarını komutanlarını yönetici idarecilerinin kafasını kestiren boğduran kanuni Osmanlıyı öyle bir çürüme yozlaşma bağnazlık içine sokmuştu ki bunu fuzili şikayetnamesinde "selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar" şeklinde eserinde dile getirir.
Gerçekten döneminde değil de yıldırım Beyazıt dan sonra tahta gelseydi Osmanlı devleti diye bir olgu tarihin tozlu sayfalarında yer almış, şu an Anadolu da türk birliği nüfusu Yunanistan da olan azınlık kadar olması en iyi tahmin olurdu.
Kendisinden sonra Osmanlı Devleti'nin kimlere kalacağını bile düşünmeyecek kadar basiretsiz bir padişah olduğu ondan sonra iktidara gelen ve devlet yönetiminde yer alan idarecilere bakıp söylemek haksızlık olmaz.
Kanuni dönemi için muhteşem diyen batı haklıdır ve kanuni dönemi sonucu Osmanlı duraklama gerileme dönemine girmiştir.
Bilimde sanatta siyasi ve askeri alanda idare olarak bir rönesans yapacak Osmanlıyı 20 yy da Dünya şartlarında var edecek yeniliklere taban hazırlayacak tüm beyinleri barındıran kelleleri Kanuni kestirirmiş (bu benzetme değil, gerçekten yapmıştır) bilim Osmanlı'dan kaçmıştır.
Sultan 2. Murat tahtını oğlu Fatih Sultan Mehmet han'a ölmeden devretmiştir.
Fatih'in padişahlık için ölen abisi yerine geçmesini isteyen beyler olduğu tarihi vesikalarla sabit. 2. Murat kanuni gibi yapsaydı fatihi boğdursaydı ne olurdu?
Osmanlı Devleti'nin geleceği Mustafa mı elinde daha iyi olur yoksa alkolik ruhsal bedensel olarak çökmüş eğitim olarak zayıf yetersiz Selim elinde mi Osmanlı Devleti'nin geleceği daha iyi olur diye düşünmeye bile aklı yetmeyen benim 5-10 sene ömrüm kaldı demeyen, basiretsiz, etrafında ki insanların elinde oyuncak olmuş padişah profili çizen Kanuni.