istatistiklerle türkiye'nin en çok okunan eserleri kendisine ait.
neden? bu kadar talep görüyor? sadece akıcı bir üslup mu? gelin biraz irdeleyelim.
zweig hakkında tezer özlü 1982'de şöyle yazmış: zweig'ın bu denli çok okunan, bazı yapıtlarının 30 dile çevrilmiş bir yazar olmasının nedenini, onun derin psikolojinde ve edebiyat kültüründe aramak gerekir. alman felsefesinin derinliği ve fransız edebiyatının betimlemeciliğini birleştiren zweig, insan ruhunun derinliklerinin ve insanın hastalık derecesine varan tutkularının bir çözümleyicisi olmaya çabalamıştır.
zweig, tezer özlünün de ifade ettiği gibi, bir derinliğinin olduğunu görüyoruz. kendisi, avusturya'nın varlıklı bir ailesinin evladı. hem varlık, hem bu kozmopolit viyanasında birçok dilin konuşulduğunu düşünürsek bu derinliğin temellerini görebiliriz. ingilizce, fransızca, italyanca, latince ve yunancayı çok iyi şekilde öğrenmesi ona düşünsel anlamda bir anahtar oldu.
19. yy, avrupası daha evvel hiç olmadığı kadar karmaşa, ve buna rağmen yine hiç olmadığı kadar entelektüelitenin yoğun olduğu dönemdi. hiç kuşkusuz, zweig sadece bir edebiyatçı değil, psikolojik ve sosyolojik anlamda bu entelektüelitenin çocuğudur.
savaş karşıtı olması, buna mukabil 2 dünya savaşı görmesiyle yazdıkları kuşkusuz çok mühim bir değer taşıyor. çünkü, insanoğlu yaşadığı savaşları unuttular, unutulan savaş ise, tekrar bir yıkıma sebep olabilir.
velhasıl, kendisinin diğer yazarlara göre farkı; edebiyatını, sosyolojik, psikolojik, tarihi vesaitlerle doldurması, bundan da önemlisi diğerlerinin yapamadığı, ruha dokunmasıdır.
kendisi intihar etmiştir, lakin eserleri hala günümüzde dahi bir ışık görevi görüyor, ve görmeye de devam edecektir.