bugün ikiz ve engelli kızlarına ömrünün bir günü şikayet etmeden bakmış, onları kırk beş yaşına kimselere muhtaç etmeden getirmiş bir anadolu kadınını ölüm döşeği denilen o tarifsiz, kabullenilmiş sessizlik içinde izledim.
bensiz kalacaklar bir ona üzülüyorum dedi sadece.
birden hayat ve uğraşıp durduğum her şey çok basit ve önemsizdi ölümün o acı büyüklüğü karşısında. en çok da o masum, çiçek kızların gözlerini gördükten sonra. eve geldiğimde hala yumruklarımı sıkıyor olduğumu farkettim. ne olur anneler ölmesin.