Ansiklopedik tanıma göre Çıyanlar, çok hızlı hareket eden, uzun vücuda sahip, eklembacaklılar şubesine ait bir Çok bacaklılar sınıfı. iri türleri zehirlidir, birçoğu dişleri küçük olduğundan insan derisini delemez, Antarktika dışında her yerde yaşarlar. Arılarda olduğu gibi şah damarı, göz gibi organlar sakınılmalıdır, ısırılan yere buz konulmalıdır.
Kalın bir kitin tabakasıyla kaplı iri bir çıyan özellikle seri manevralar yaparken bu tabakaların birbirine çarpması nedeniyle çok sessiz hareket edemez. Hani böyle kolları bilezikli eski zaman teyzeleri konuşurken kollarını salladıklarında çıkan sese benzer bir ses eşlik eder yürüyüşlerine.. Doğadaki diğer canlılara "Açılın aq ben geliyorum" mesajı verir. Çok hızlıdır. Eşşek kadar büyük, normal seferindeyken (tehlike altında ya da av peşinde değilken) oldukça hantal görünen ve salına salına giden yaratık sıkıyı gördü mü roketler...
Ben onca sene kamp hayatı yaşadım, ama karşılaşmak askerde nasip oldu. Bir gece nöbetinden dönerken o da bizim nöbet tuttuğumuz yere doğru gidiyordu, yolda karşılaştık. Abartısız söylüyorum, kasatura büyüklüğündeydi abimiz. Yönünü falan değiştirmeden ilerlerken kafasını kaldırıp bize baktı, kimiz, neyiz diye. "lan" dedim kendi kendime, kamuflaja güvenip yere uzanıp kestirdiydik yarım saat, iyi ki denk gelmedi o an...
sonra bir başka gece sabaha karşı bölükten önce uyanıp parkura gittim, yarım saat koşayım diye. 10. dakikada yol kenarında bir hareketlilik. Bir çıyan, yavru bir yılan ile uğraşıyor... (Hayır ebesinin damında yapmadım askerliği, bilecik denen şehrimizde oluyor bu) Yılan yavru da olsa bunun 2-3 katı. Neyse uzatmayayım, yılan toyluğunun etkisiyle açık verince çıyan bu bebeyi sarıp afedersiniz kertiyormuşçasına defalarca soktu. Takriben 3-4 saniye sürmüştür. Yılancık daha Ne olduğunu anlayamadan kemirilmeye başlandı bu hergele tarafından, saygı duydum.
Benim kendisinin hayatını öpmeme neden olan olay ise acemilere gece dersi vermek üzere bölüğü anfiye götürürken yaşandı. Bu pezevenkler maaile ava çıkmışlar anfinin içinde, bir bölük adam içeri doluşunca da hiç istiflerini bozmamışlar. ilkin Konyalıyı soktu, yandım anam diye dolaşan arkadaşlarına ne olduğunu anlamaya çalışırken timindeki adamlar, çıyan ailesi toplu taarruza geçti. Bizim teçhizatlı acemiler nasıl kaçışıyor, sanırsın bozguna uğramışlar... Bu büyüklerden biri (tahminen yılan kerten) benim önümden geçti, ezdim, yarısı botun dışında kaldı ama deli gibi çırpınıyor, ayağımı kaldıramıyorum, kaçacak... Kasaturayla dışarıda kalan kalleş kellesini ödlek bedeninden ayırdım ama o kısım koşarak kaçmaya devam etti... kaçmaya çalışan kalleş kelle Urfalı bir acemi tarafından üzerinde zıplanarak öldürüldü. Neyse düdük sesleriyle kargaşaya hakim olup ayağımla ezip kasaturayla katlettiğim yaratığın ayağımın altında kalan kısmını elime alarak bölüğe doğru salladım ve "operasyona gideceksiniz, günlerce dağda kalacaksınız. bunlardan binlerce görecek, icap ederse yiyeceksiniz. ortalığı birbirine kattınız" diye çıkıştım... Ama bende de ciddi bir ürperti var, zaten biraz da o yüzden bağırıp çağırıyorum...korkumu göstermemeye çalışıyorum falan...
Bir de bunların "ev çıyanı" denen bir türü var, uzun kıllara benzeyen örümcek bacakları ama daha ince bir kitin ile kaplı çıyan bedeni düşünün. Sanki örümceklerle yasak aşk yaşamışlar da bu günah bebeleri doğmuş gibi. Onlar zararsızdır, sokmaz etmez fakat yine de evinizde varsa ilaçlatın efendim. Zra büyükşehir, rezisınd, üst kat falan dinlemiyorlar.