Venezuela'daki karışıklıklar söz konusu olduğunda Kimcisiniz, hangi ideolojiye mensupsunuz yahut apolitik misiniz-den bağımsız bir şekilde olayları ele almak gerekiyor. Çünkü diğer türlü bazı noktaları atlamanız işten bile olmuyor.
Öncelikle venezuela halkı çok müthiş, hayatı yalamış yutmuş, übermensch bireyler değiller. Sıradan bir abd yahut türkiye vatandaşı ile aralarında kayda değer bir fark yok. Herkes gibi Dümdüz insanlar işte. Bunu unutmamak gerekiyor. Bu bağlamda da tıpkı bizde olduğu gibi orada da "maduro halkın adamı hüloğ" diyenler ile "her şey abd oyunu moruq" diyenler mevcut. Ya da tam aksi "maduro p*zevengin teki, bizi kandırıyor" diye düşünenler de var. Hal bu olunca ortalığın karışması gayet normal. Yalnız, dediğim gibi her ülkede bu tip farklılıklar var.
Peki venezuela'da ne oluyor da toplumsal bir kriz ortaya çıkıyor? Dış müdahale(abd'nin direkt etkisi, ambargo vesaire) haricinde ele alacak olursak belli başlı Birkaç sebebi var. Özellikle öne çıkan neden ise burjuva-iktidar çatışması.
Vaktiyle chavez petrol üretimini düşürme çabası içine girdi. Venezuela petrolü hayvan gibi üretilmeyecek, üretilen de borç karşılığı halkın refahı için harcanacaktı(bunu bir ara suudiler de denedi, sonunu tahmin edebilirsiniz). Örnek olarak, çin halk cumhuriyeti yatırımları ülkeye girecek, karşılığında da çin'e ham petrol verilecektir(bu borçlanma çeşidi olmasaydı, abd ve ingiltere sağolsun, venezuela petrolünü satacak ülke bile bulamıyordu. Bir nevi zorunluluktu). Bu politikaya petrol sosyalizmi deniyor. Ve chavez tarafından, kendi ülkesinin dinamikleri göz önüne alınarak ortaya atılmış bir düşünce akımı. Kaba ve kısa olarak; devlet teşebbüslerinin üzerine petrol bulanmış halidir. Bu politika ile de chavez, ülkede haddinden fazla sayıda bulunan petrol oligarklarına savaş açtı. Tüm petrol tesislerini ulusal bir şirket olan ve devlet eli ile yönetilen petroleos de venezuela'ya(türkçe: venezuela petrolleri) devretti. Ancak yetişmiş eleman eksikliği ve yönetim kademesindeki yetersizliklerden dolayı devletin elindeki sanayi üretimi durma noktasına geldi(Lâkin burada bir parantez açmak gerekiyor, özel teşebbüsler hız kesmeden büyümeye devam etti. Bugün bile özel sektörün venezuela ekonomisindeki pay oranı %60'ın üzerindedir. Yani bolivarcı hükümet latin ulusalcılığını burjuva üzerine pek de dikte etmemiştir. Komünizm eleştirisi yapacak liboş arkadaşlara duyurulur. Çünkü venezuela özünde komünist değil, latin amerikan kemalistidir. Bolivarcılığı araştırmanız tavsiye olunur.) Bu durağanlaşmaya petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar da eklenince üretilen mallar pahalılaşmaya başladı ve kimi ürünler daha piyasaya sürülmeden tükenmeye yüz tuttu. Bu pahalılık(enflasyon) market raflarında çıkarcılara zemin doğurdu. Bir mal 1 bolivar(para birimi) zamlanırken, yurdum çakalı 2 bolivar zam koyuyordu. Zincirleme etki ile de ortalık ateş pahası oluyordu. Buna engel olmak için de maduro marketlere asker yerleştirmeye başladı. Normalde 1 bolivar artması beklenen ürünlerde o artışları da yasakladı. Böyle olunca da zarar veren işletmeler kapandı, mallar da vergisiz ve kayıtsız satış olan karaborsaya düştü. Maduro kendi ayağına sıkmıştı. Zamlar kontrol edilemez vaziyete gelmiş, üzerine bir de "black market" denilen kayıt dışı ekonomi almış yürümüştü.
Işte bu safhada ya burjuvazi desteklenecek ve üretim arttırılacaktı ya da halkın sosyal ihtiyaçları karşılanmaya devam edilecekti.
Maduro ikinciyi seçti. işci gelirlerini enflasyona karşı eritmemek için Önce asgari ücrete 3 kere zam yaptı. Yetmedi yeni para birimini oluşturdu. Halen ekonomide %60 paya sahip Sermaye sahiplerini rahatsız edecek şekilde daralan kaynakları halka sundu. Kepenk indiren ve canı istemiyor diye üretimi durduran kurumları kamulaştırmaya başladı. Toplumsal ekonomiyi 2000 sonrasına benzer şekilde yeniden oluşturmaya çabaladı. Özel tekellerin buna direneceği ve üretime sabotaj düzenleyeceği gün gibi ortadaydı. Beklenen oldu ve maduro bunları hayata geçirince suikast girişimleri ve darbe teşebbüsleri birbiri ardına gelmeye başladı.
Yani sözün özü şu ki; venezuela'da şu an bir sınıf savaşı mevcut. Bundan sonra ya tamamen halk için devam edecekler ya da misalen bizdeki gibi kurtarma paketleri ile burjuvaziyi desteklemeye başlayacaklar.
Son olarak, halkı sıkıntılar yaşayan ve bir kısmı da mevcut liderini istemeyen her ülkeye amerika birleşik devletleri'nin el atmasını savunanlar ne yiyip ne içiyor merak içerisindeyim.
Ayrıca "maduro halkı sömürdü, paraları indiregandi yaptı o nedenle bu haldeler" diyenler de bir düşünsünler bakalım, bizimki gibi yeraltı kaynağı fakiri bir memleket bile yıllar yılı(yaklaşık 60 sene) sömürülüyor. Biz batmadık da venezuela gibi petrol-altın zengini bir devlet niye battı?