izlerken inanılmaz derecede sinirimi bozan, çok beğendiğim ancak çok gerildiğim 2.dünya savaşından en az zarar ile ayrılmamızın tek kahramanı, hep başka devletlere çalışmış sanılsa dahi gerçek bir Türk ajanı ilyas bazna nın hayatını anlatan film.
Erdal beşikçioğlu’na arya söyletmek/söyletememek kimin fikriydi ya da çektikten sonra olmadı yahu diyen hiç mi olmadı merak ediyorum.
Agust rolünü üslenen down sendromlu yetenekli aktör çocuğa ödüller verilmeli.
ingilizler tam bir orospu çocuğu.
Alman nazileri umarım gaz odalarında geberirsiniz.
-Atatürk ü keşke hiç göstermeselerdi. Bu kadar benzemeyen bir benzeri kullanılacağına arkası dönük verseler daha iyi olurdu. En azından ağlamaktan migrenim tutmazdı.
-ismet, bebişim film fikrimi değiştirmedi sen bir hainsin aşkım. Ters dön mezarında.
ertesi gün gelen edit isteği: ilyas bazna hakkında daha önce bilgi sahibi olmamam amacıyla yaptığım, okuduğum bilgiler aslında ilyas'ın o kadar da kahraman olmadığı kanaatine varmama sebebp olmuştur.
Ben çiçero'yum kitabını okumak için araştırdım, basılmıyor ve satılmıyor. bir kaç sahafa daha bakacağım.
resmi bilgilerde kendisine ingiltere konsolosluğunda casusluk yaparken Düriye Esra isimli bir hanımın yardım ettiği söyleniyor ve bu hanım teyze ile üst üste gömülmüş fakat tarihe bakılırsa o tarihlerde Düriye bazna nın yaşı 9. yani pek mümkün gibi değil. bana kızı olabileceğini düşündürdü. yani yorum katacağım derken bir karakteri bambaşka bir insan/kahraman olarak adletmek doğru mudur bilemiyorum. aslında biliyorum bence değil.
yani sonuç şu, ismi ilyas bazna değil, ahmet olsaydı ve bu türk yapımı bir tarih yorumu film olsaydı müthiş bir film olurdu.
ama bu şekilde toplumu yanlış yönlendirmeye müsait ve gerçeğin çok uzağında bir hikayeleştirme olursa o iş acaba ne çıkarları var da bu kadar oynadılar bu karakterin üzerine diye düşünüyor insan.
tarihten esinlenmek değil bu, tarihi aldıları değiştirmek.