hiç kimse türk sanat müziği sevmek zorunda değildir, zorla saygı duymak zorunda bile değildir. tabi saygı duymazsa da doğal olarak eleştirilerin hedefi haline gelir.
ama en azından aşağı görülmeyi hak etmeyecek zenginlikte bir müzik geçmişi vardır türklerin. mikael akerfeldt ve orphaned land solisti kobi fahri gibi bir yığın metal icra eden müzik adamının türk müziğine olan hayranlıkları zaten biliniyor; en azından aracı olan bu kişiler sayesinde çokpismetalci gençliğin bir kısmı görüş açısını genişletme şansına sahip olabiliyor.
bazen öyle anlar gelir, en bilindiklerden uzun ince bir yoldayım dinlersiniz, hüzün basar. müziğin gerçekten isyan olduğunu ve bu isyanın elektro gitarlar ile sınırlandırılmadığını türkü dinleyerek bile anlayabilirsiniz. sadece anlatım biçimleri farklıdır ve bunu sevip sevmemek de dinleyicinin iradesindedir.