hala aramızda askeri komuta kademesindekilerin öfkelerini dizginlemesi gibi bir mecburiyeti olmadığını hatta bağırıp çağırmasının normal olduğunu savunanların olduğunu öğrenmiş olduk sayesinde. bu tamamen artık emir almaya, azar yemeden iş yapmamaya, darbelere alışmış bir bünyenin vereceği tepkidir. siyasetçi öyle konuşamaz, ama onların kendisini frenlemesini bekleyemeyiz demenin sonunun nereye varabileceğini tahmin edebiliyorsunuz değil mi?
haliyle aynı kimseler tsk'ya yapılan her eleştirinin kin kaynaklı olduğunu düşünüyor. biz sizin gibi değiliz arkadaşlar, kusura bakmayın. düşüncelerimizi açıklamak için kinimizin gazını kullanmıyoruz. ortada bir yanlışlık var, sorular var. anılan kişi nereye sıkışmış olursa olsun bu sorular cevap verilmeyi hakediyor. karşısına basın ordusunu alıp azarlamakla işler düzelmiyor.
ilker başbuğ, tayyip erdoğan'dan bir çok nitelik bağlamında daha iyidir. genelkurmay başkanı oluncaya kadar geçen sürede, öğrendiği yabancı diller, aldığı eğitim, gezip gördüğü ülkeler, aldığı sorumluluklar başbakandan kat kat fazladır. bu niteliklerin de, nitelikli bir hitabet sonucu doğurması gerekir. ama ne görüyoruz:
"rahat!! hazrolll! ulan serserilerr... siz kim oluyorsunuz daaa... akan kannn... son sözüm şudurrr... şimdi siktirin gidin."