Bunu hayvana şiddet haberlerinden anlayabilirsiniz.
Ne demek amk yerinde hayvana şiddet?
Bu devletin bir yargısı hukuku yok mu, el altından çalıştığı mafyası yok mu?
Işkence edeni anayasaya uymayan kuralsız, mafya kişilerin eline ver. Cezasını illegal olarak ceksinler.
Özgecan 'ın katilini besleyen de bu s*kik düzen değil miydi?
Peki devleti ya da onun ilkel kabile kanunlarini bir kenara bırakırsak, halk nerede?
Devlete dur diyecek iktidara geri adım attıracak hayvanların haklarını gözeten kanunları cikarttiracak akp li chp li mhp li ip li hdp li bbp li sp li ya da tarafsiz halk nerede? Nerede bu mazlumun yaninda olanlar nerede?
Nerede bu ahirete inanan müslümanım hıristiyanım yahudiyim gök tengriciyim diyenler nerede?
Nerede bu 15 temmuzda silahlı zalimin karşısına çıkıp da hayvana çocuğa kadına şiddet söz konusu olunca evinden dışarı çıkmayan halk nerede?
Yoksa menfaat ve çıkar ilişkileriniz söz konusu hayvanlar olunca bir anlam ifade etmiyor mu?
Devletin türk halkının sesini duymasının tek bir yolu var.
Her birey bulunduğu şehirde ücretsiz afiş ve metinler yazıp, paylaşarak kendi vakıf ve derneklerini ya da hayvansever derneklerin reklamını ve bu toplumsal facianın engellenmesi için her bireyin yapmakla yükümlü olduğu görevleri paylaşsın. Uygun sayı ve üye olduğunda 84 ilde yürüyüş ve eylemler birilerinin koltuğunu bazı ise yaramaz yetkililerin meclisini ve halki temsil ettiği sanılan vekillerin seçilme kaygısını belediyelerin ve belediye başkanların acil çözüm bulması gerektiğinin aksi takdirde sinirli bir halk bozuntusu ile yatıştırıcı yöntemler bulmak zorunda kalacaklarının farkına varmış olacaklar.
Unutmayın ki; osmanlı da halk isyanlarını planlayan padişahlardı kendi adamlarını göndererek potansiyel virüs ve tehlikeleri ortadan kaldırmak ve koltuğunu korumak istemişlerdir.
Cumhuriyetin ilanından sonra hicbir isyanın çıkmaması (rejime karşı olanlar hariç) buna bir örnektir.
Hayvanların hakkını korumayan yani mazlumi korumayan zalimin özgürce dolaştığı ülkeler yıkılmaya mecburdur ve tarihte hep yıkılmışlardır. Güzel ülkemiz türkiye nin yaşanabilir olması için çalışmak insana özgü çalışarak olmaz.
Bu arada ben kimim?
Konya da 2014 yılında etrafa koku yaymayan kapaklı çöp kutularının kullanıma başlanmasının ardından, belediyeye eski konteynır çöplere geri dökülmesinin ve sokak hayvanlarının ac kalmalarının engellenmesi gerektiği ya da bir yol bulunup sokak hayvanlarinin beslenmeye çalışılması ile ilgili bir yazı yazdim.
Ilk yazim çok kibar olduğu gerekçesiyle (mısınız misiniz) kabul edilmedi ve onların istediği üslupta (istiyorum talep ediyorum) şeklinde yazdim ve belediye talebimizi orman ve şehircilik bakanlığı 'na ileterek topu onlara attı sağolsun bakanlık gerekeni yaptı ve kısa bir süre sonra konya da bazı kaldırım ve bahcelerde kedi besleme istasyonları kuruldu. Hatta bu istasyonların yanında hayvanseverler de yemek ve su getiriyor.
Uzun yazının özeti ise ihtiyacımız olan değişim hareketi bizim devlete karşı kural ve üslubuyla yürüyüş ve konuşma yapmak yahut internetten belediye ve bakanlıkları her gün aralıksız mesaj ve talep yağmuruna tutarak bu kural ve kanunlarda değişikliğe gidilmesi için baskı yapmalıyız.
Vatanı için tankın karşısına çıkan türk halkı hayvan hakları kadın hakları ve çocuk hakları için zalimin karşısına çıkmadıkça, ne mazlumun yaninda ne haklının yanında ne de insanlığın yanında yer alır.
Vicdan hürriyeti mazlumun sesini duymazlıktan gelince değil o sesi duyurmak için çaba harcamakla anlam kazanır.
Ey haksızlıklara karşı susan tarihiyle övünen kazandan çıkanları paçasından asılan türk halkı, iktidarların ayağı kesilen köpek için 2 konuşma yapıp, gazı alındığı narkozun etkisinde sessiz hücreler olarak kalmak istemiyorsan, şimdi hemen bir hücre olarak titreşimini değiştir ve bu kitlesel değişim iktidarın ağrıyan bu uzvunu iyileştirmesi için çalışmasını ve tedavi için mazlumlara göre yaşanabilir bir ülke olması için gayret ettiği kutlu hareketin öncüsü ol.
Ben konya'nin merkez ilçesinde farkindalik yaratmış sıradan bir türk vatandaşıyım. Herkes farkındalık yaratırsa inanıyorum ki hayat haksızlığa uğrayanlar için daha yaşanabilir olacak.
Hiç degilse almanların yaptığı gibi şu farkındalık hareketi yapılabilir.