okan bayülgen

entry5810 galeri video27
    66.
  1. şimdiki zaman ya da gelecek zaman kullanıyoruz, önemli değil. tek sakındığım onun için geçmiş zamanı kullanmaktır. gecmişe dair düşünce, herşeyi anılaştırır, soldurur, gerçekliğinden soyutlayıp zihne iter. 'okan' ise göz önünde olan ve göz önünde olması gereken gerçektir. fiziksel olarak yaklaşık 42 yıldır bu dünyada, 42 sene evvel anne karnından çıkmıştır. o zamandan beridir her yıl hem bedenen hem de zihnen gelişmekte, büyümekte. insanlara karşı sevgisi, içtenliği, temizliği ve saflığı ise ilk doğduğu günden bu yana eminim ki değişmeden kalmıştır. bu kadar emin olmak için elbette geçerli nedenlerim mevcuttur...

    'daha dün gibi hatırlıyorum, ne de güzel saklambaç oynardık küçükken!' diyebilecek kadar uzun bir tanışıklığım yoktur kendisiyle. fakat parçalara ayrılmış bir zaman kavramıyla, toplanabilecek, üst üste eklenebilecek vakitlerle ölçümlenemeyecek bir yakınlığım bulunur. zira,tv de beraber geçirilen zamanın yatay çizgisel ölçüsü değildir ilişkiye değer katan, dikey ölçüde ne kadar inebildik, daha ne kadar dibe inebiliriz, bunu aramak ve cevabı bilmekten korkarak, düşünemeyecek noktada olmaktır. daha küçük zaman dilimleri daha büyüklerine, günler aylara, aylar yıllara bağlanırken, ilk defa konuştuğu günü dun zannetmektir sanırım birini ölçüsüzce sevmek. o yakınlığın hiç ortada yok iken birden meydana çıkıverdiğini başına saksı düşmüşçesine bir şaşkınlıkla ve hemen ardından saksının içindeki nadide çiçeği görmenin mutluluğuyla izlemektir. yalnız kalındığında üşüşen ve her türden yokoluşun ağırlığını hissettiren düşünceleri buruşturup, avucunuzun içine sığabilecek kadar küçültüp, bilinmeyen bir şehrin bilinmeyen bir sokağındaki, yine nereye boşaltılacağı bilinmeyen bir çöp kutusuna atıvermektir bu ölçüsüzlük. iki önemli tarih arasındaki inanılmaz varoluşun başlangıcı olanı bilmek ve orada kalmak isteği belirir.

    kaygılandığında ateşlenmek, ateşlenip hastalanınca üzüntüden sızlamak, üzüldüğünde parçalanmak.kişi ne durumda olursa olsun, adı gibi sihirli olan kendisinden saçtığı ışığı ile meşaleler yakabilmektedir. o meşaleler ki, içinizdeki karanlığa çevirdiğinizde hem kendinizi hem de onu görüyorsunuz demektir.

    konuşur,susar.
    susar,konuşmaz.
    kızar,susarsın.
    susarsın,kızarır.

    ya beni çok iyi tanıyorum,ya da onu.
    olsun.
    2 ...