sosyal aktivelerin kısır olduğu, henüz yeni renklenmeye başlamış, lakin kanal değiştirmenin
ne anlama geldiğini bilmediğimiz yılların yaz akşamlarında yapılan en büyük çocukluk eğlencelerinden biridir.
çoğu zaman balkonlarda ailece akşam yemeği yerken denk gelinen bu hadise,
aracın sokağın başından görülmesiyle birlikte, aile büyüklerinin yemeğin üzerini kapatıp,
ilacın etkisinden korumaya çalışırken,
o karambolde masadan fırlayıp, kendini sokakta, aracın arkasında bulmaya iterdi .
az da olsa bir arkadaşa kırgınsan, kızgınsan, ya da küs'lük varsa, `sinek ilacı
aracı`'ndan çıkan dumanlar henüz görüş mesafesini kaybetmeden, o kişi göz ucuyla tespit edilip,
dumanla birlikte uçan döner tekme, sille, tokat, kıça tekme şeklinde deşarj olmaya çalışılır,
çoğu zaman görüş mesafesi darlığından dolayı, yanlış hedefler vurulurdu.
araç sokaktan kaybolup, duman yavaş yavaş dağılınca, yerlerde oturup orasını,
burasını tutan, ah'layıp, inleyen, kim vurduya giden zahiyatlara bakılıp
gecenin en darbe yiyeni seçilirdi.
okununca, hatırlanınca tüyler ürperten, kanları donduran bu sadist topluluk,
durumdan şikayetçi olmaz, bir sonraki sinek ilacı aracı'nda görüşmek üzere sözlenirdi.
şimdi olsa keşke...alsak şöyle recep'i, erdoğan'ı, tayyip'i aramıza...
bütün kuralların alt üst olduğu, cezası olmayan, kanıt bulunamayan o unutulmaz ortamda,
hazır göz gözü görmez iken, dalsak allah ne verdiyse...
-recep : aaaahhh asssını zktiiim kim vurdu lannn her tarafım dağıldı, yapmayın lannnn...