Pencereden dışarı baktığında sokak lambasının ışığında gördüğü kar tanelerini izlemeye dalmıştı. Aklından bu sakinliği izlemem geçmiyordu ama. Nerde kaldı o diye meraklanıyordu daha çok. Yaşadığı bu yerden de pek hoşnut olduğu da söylenemezdi. Bir türlü sevememişti. Yine de durmak zorunda olduğunu çok iyi biliyordu.
Meraklanmasının nedeni normalde bu saatte onun geliyor olmasıydı. Tabi bu hava bile trafiği etkileyebiliyordu. Biraz da trafikten korkuyordu. O yüzden bu kar tanelerinin düşüşü onu sakinleştirmiyor aksine tedirgin ediyordu.
Ve sokak lambalarının altından üşüdüğü her halinden belli olan, o geliyordu. Binanın kapısına gelirken çoktan otomitiğe basılmıştı bile. Kapıyı itip apartmana giriyordu. Asansöre binip yukarı çıktığında ise karşısında nerde bakışı olan tedirgin bir kız vardı. Gülüyordu onun haline.
O yüzden ağzını açtırmadan daha neden geciktiğini söylüyordu. Biliyorsun bu yaşadığımız yeri yollar yine gıdım gıdım ilerliyordu diyordu.
Karakterleri farklıydı ikisinin de buna rağmen uyumları harikaydı. Bazen kendi kendine soruyor ne buluyorum onda beni burda tutacak kadar diyordu. Aşk mı cinsel bir çekim mi ? Her zaman daha farklı bir şey bu diyerek sonlanıyordu kendi kendine sormalar.
Duştan çıkmış bornozunu geçirmişti üstüne. Yine bakakalmıştı ona. Ve onu yanına çağırıp bacaklarının önüne oturttuktan sonra saçlarıyla ilgilenmeye başlamıştı. Saçlarıyla oynamayı sevdiğini ikisi de iyi biliyordu. O da gevşeyip kendisini onun ellerine bırakmıştı. ikisinin de mutlulukları basitti. O yüzden hep birbirlerinde buluyorlardı kendilerini bu iki genç kız. Birbirlerine ne hissettiklerini anlamasalar da buna sımsıkı bağlıydılar.