Devam edelim mi ? Evet, önemli bir konuya daha değinmek istiyorum. Öncelikle Müge Anlı'nın gerçekten çok zeki bir hanımefendi olduğunu sakın unutmayın. En önemlisi çok kıymetli bir televizyon yıldızı. Bizim bildiklerimizi gördüklerimizi kendisi zaten biliyor. Ancak reyting mevzularını unutmamalı.Burada önemli olan reyting yapması değil, meseleyi hem seyir zevki yüksek hemde kıymetli bir mesele haline getirebilimesi önemli. Günümüzde sadece kendi ülkemizden bahsetmek gerekirse bu tip insanlar her tarafta olabilir. Selam verdiğimiz komşumuz bile bu tip bir insan olabilir.Müge Hanımefendi'nin yaptığı diğer kıymetli mesele ise: Artık
kriminal vatandaşları çok iyi tanıyor olduğu. Defalarca ilk birkaç program ve ara ara, Tuncere; ''Sen bir kapıcısın, ne önemin olabilir ki ?'' minvalinde sözler söyledi. Bunu söyleme amacı şahsı küçük düşürmek değil.Çözülmesini sağlamak. inanıyorum ki, Dini olarak efsunlanmış Hava ve Meryem asla çözülmeyecek. isa belki histerik bir duruma girerse neden olmasın ama zor. Kardeşleri Fatih ise aslında sinsi görünsede. 'Aman gardaşım, beni bulaştırmayın' tipinde bir adam.Ben eminim sizde emin olun o hanede ki en günahsız insan Dede ve Fatih. Dede tamamen suçsuz, Fatih ise, nedendir bilmiyorum ama Tuncer'den köpek gibi korkuyor. Ama isa'nın durumu öyle değil, sanki isa, Tuncer'in hanımıymış gibi 'nazlı' duruyor.O yüzden Müge Anlı'nın zekasına benim güvenim tam, ben bu tip insanlarla resmi olarak hiç muhatap olmadım ama Müge Hanım hemen hergün oluyor. Ve o da benim gibi Tuncerin açık vereceğini çok iyi biliyor. Diğer tehlikeli meseleye gelmek gerekirse,bir mektup mevzu döndü...Yanlış anlaşılmasın ama tesettürlülüğüne ve hacı'lığına güvenen hacı teyze Hava Hanım, mektup konusunda çok ciddi telaş yaşadı. Mektupta ne yazıyor bilmiyorum. Ama isa'nın cezaevindeyken, annesi Havanında içinde olduğu bir skandaldan bahsettiğine eminim.Şimdi şunu çok iyi anlamak gerekiyor... Bu insanlar uyuşturucu, fuhuş, hırsızlık ve gasp gibi çirkin ve ahlaka mügayir hiçbir vaziyetten korkumuyorlar. Peki ne olmuş olabilir de, Hava teyze bu kadar telaş etmiş olabilir ? Bunu aslında biraz düşününce insan çözebiliyor.isa cezaevinden savcıya yazdığı mektupta neler anlatmış olabilir ? Gelin değerlendirelim: Aile içi fetiş seks mi ? Gün gibi ortada. Uyuşturucu mu ? Peynir ekmek. Yağma-gasp-hırsızlık ? O ailenin fıtratı... Peki ne yazabilirde bu insan bu kadar korkar ?Mesela çok ilginç bir olay daha aklıma geldi. Müge Anlı aynı programda: ''Senin ne hasmın olabilir ki sen kapıcısın, bizler apartman görevlilerimizi çok severiz, sen işine bakacaksın kim senin düşmanın olur ki...'' demişti.Eğer gerçekten bu adamın ve ailesinin bir düşmanı yoksa, istemeden kendi düşmanlarını kendileri mi yarattı yoksa ? Hayır şizofren demiyorum. Yedikleri pislikler neticesinde, peşlerine ''kirli adamlar'' takılmış olamaz mı ?Yoksa hacı Hava teyze bunun gibi birşeyden mi korkuyordu ? Uyuşturucu ve organ trafiğinden bahsetmiştik ama bizim aklımıza sadece aile içi fetiş seks gelmişti, peki bu durum aile dışına da sıçramış olamaz mı ? Yani Tuncer birilerinin pezevenkliğini yapıyor olamaz mı ?Belki kendi çaplarında bir seks ağı kurmuşlardır ve isa cezaevinden savcıya bu konuyu değinmiştir. ''Ailemi kurtarın...'' Ancak herkes bilmeli ki bu evdeki her bir birey birbirinden günahkar ve kimse kurtarılamaz...Bu günlük son bir ekleme yapmak istiyorum. Tuncer çözülmek üzere... ilk programa çıktığı gibi dikbaşlılık yapamıyor artık. Sadece bağırıyor. Bir konuşmada sesini en çok yükselten dinlenir ama soru soran yönetir. iyi günler.
