Film çekilirken, filmi çekenlerin kendi içlerine yönelmemesi. Bakın gerçek bir sanatı icra edenler, eserlerini oluştururken kendi iç dünyalarına dönerler. Yazarları, şairleri, Bestecileri, ressamları izlerseniz, eserlerini verirken kendi iç dünyalarına dönük olduğunu görürsünüz. Peki bir film çekilirken kendi iç dünyasına dönük sinemacı var mıdır? "Oyuncu" belki kendi iç dünyasına dönüktür fakat o "sanat" değil; film içindeki görevini (rolünü) sınırları belirlenmiş şekilde yapmaktadır. Yönetmen hiç de iç dünyasına dönük değildir. insanları yöneterek Gayet teknik bir iş yapmaktadır. O yüzden sinema sanat değildir. Zaten hiç bir endüstri sanat eseri üretmez. Dolayısıyla sinema endüstrisi de sanat üretmez. Sanatı sanatçılar üretir. Gazete, dergi, kitap ya da bir albüm sanat eseri değildir mesela. Gazete, dergi ve kitabın içindeki yazılar; albümün içindeki müzik, sanat eseri olabilir. Bunun gibi bir filmin kendisi değil, öyküsü sanat eseridir. Sinemanın sanat olmaması kötü bir şey de değildir. Sinemanın sanat olmaması onun değerini azaltmaz. Aksine olması gereken değeri verince, sinema gerçek yerini bulacaktır.