Menopozlu kayınvalide gibi tüm agresiflikleri, öfkeleri, memnuniyetsizlikleri ile sözlük başladığından beri var olan, hatta üyelik sözleşmesine böyle bir beğenmeme şartının konulduğunu, yazarların da şarta bağlı kaldığını düşünmeme neden olan, ne yapmak nereye varmak istemektedirler diye sorgulatan timdir.
Sosyal hayata da yansır bu. insanı hayattan soğutur, her şeyden nefret ettirir. Hiçbir şeyden tat alamaz, kulp bulursunuz.
Mesela izlemekten hayli zevk aldığınız bir filmin ekşi'deki başlığına hevesle girersiniz lakin o da ne? Aniden filmden soğur, dudak büzersiniz.
Sanırsınız kendileri yılların fularlı film eleştirmeni. Aynı şey kitapta da vardır. Beğenenler bir elin parmaklarını geçmez. Beğenmeyenler ise tüm biriktirdiği öfkelerini kusarcasına buram buram entelektüellik (!) kokulu fikirlerini aktarır.
Siz nerenin sürümüsünüz ya? Bir şeyi beğenmemek ayrı, onu küçümsemek ayrı. Beğenmiyor olmanız küçümseme hakkını vermiyor size. Hele ortada bir emek varsa.