bir boka benzemeyen minimal şiir

entry2032 galeri
    2024.
  1. bir güne daha aynı gözlerle uyandım.
    ceketimin üstünde kalan akşamı silkeledim.
    biraz sabah olmuş.
    yan odadan bir ses ilişti kulaklarıma:
    ismimi söyleyen ama beni çağırmayan bir ses.
    yani biraz herkes gibi bir ses.
    çoraplarımı birbirine kavuşturup
    üzerinde durmam için ihtiyacım olmayan ayaklarıma taktım.
    ellerim ve tırnaklarım var gücüyle süründü saçlarıma.
    biraz sabah olmuş belli.
    birkaç dize mırıldandım hangi şiirden olduğunu umursamadan.
    ezbere sözcük müydü bunlar... bilmiyorum.
    doğrusu ezbere olmayan ne var, bunu bilmiyorum.

    insanoğluna olan tahammülümden daha kısa
    çok daha kısa bir eşiği olan kapıdan geçtim.
    doğmamış kızıma dudaklarımı bırakıp
    mideme birkaç yiyecek attım.
    dışarıdan bir kuş pencereme ışığı fırlattı.
    biraz sabah olmuş belli.

    sıradan bir gün dedim kendime.
    bu doğruydu.
    sırayla gelmeyen sıradan bir gün.
    ne olur ki canım dedim.
    bir gün daha.
    derken gözlerimi asılı olduğu boşluğa bırakıp
    geldim biraz daha dışarı.

    biraz daha sabah olmuştu.
    içeride bıraktığım gözlerim olmadan bile görmüştüm bunu.
    bir ağaç gövdesinden kesilmiş
    sözgelimi tamlığına zaten bir kez varmışken
    Alınmıştı yarısı ondan.
    "Bir yarımı almak tam olmayı almak değil midir?"
    Diye sormak istedim
    Ama ağaç bana bakmadı bile.
    Az ötede birileri asmış suratlarını önlerine geçtiler.
    Selam vermek istedim ama onlar çok ciddiydiler.
    insanın ciddisi hiç çekilmez bu saatte
    Bir kedi gördüm çöpün içinde kımıldayan
    Yediğinden yemek istedim.
    Dönüp bana dedi ki:
    Dün geceden attığını bu sabah yemek mi istiyorsun?
    Haklıydı. Haklı kedileri sevmem.
    Hem dün hiç gece olmuş muydu ki?
    Biraz sabah olmuş belli.

    Yürümeye koyuldum kaldırımların yüzlerini ezerek.
    Kim bilir, dedim
    Kim bilir kaç insan,
    Kaç kez insan olarak
    Yürüdü bu yoldan.
    insan, dedim ardından
    insan Bir "olmak" değil ki
    insan bir oluş.
    Tamam ama kaç kez insan olarak...
    Sözümü kestim.
    Anlamıyordum
    Ve anlatmaktan vazgeçtim.
    işte, ileride birisi insan oluyordu.
    Elinde ne bir makine ne bir kitap
    Ne de ilgilendiği bir şey vardı.
    Duruyordu ama daldığı düşüncede
    Herkesten daha çok deviniyordu.
    insan oluyordu yani!
    Ama henüz olmamıştı.
    Bir kahve daha?
    Biraz sabah olmuş belli.

    Bir kadın bakışlarıma çarptı.
    Güzel saçları arasında yüzü
    Ve yüzünde oyulmuş göz çukurları
    Bana önceden gördüğüm bir fotoğrafı hatırlattı.
    Kendisine söylemek istedim bunu.
    Ama zamanımı çalmak istemedim.
    Hiç değilse dedim,
    Sonra duraksadım.
    Nasıl bir deyimdi bu:
    Hiç değilse?
    Gözlerim fal taşı gibi açıldı
    Kadın ona baktığımı sandı.
    Sağından yürüdüm gittim.
    Bu düşünceyi saklamaya karar verdim.
    Ama önce
    Kimse görmeden gizlice bir yerde
    O düşünceyi iyice düşündüm,
    Sadece benimmiş gibi.
    Düşündükçe düşünüyordum
    Ve düşünmek onu açığa çıkarıyordu.
    Gözlerim acıdı büyüdükçe.
    Biraz sabah olmuş belli.

    Ağlamak tepkisini vermek en yakışanı idi.
    Bu uyum parkında tek sırıtan
    Tek çirkin ben gibiydim.
    Koşup eve geldim.
    Bir mektup hazırladım
    Elleri kırpılmış bir katip gibi acı içinde yazdım onu.
    Bitirmek istemedim
    Ama sonlandırmak diye bir şey de yoktu.
    Her söz bir ötekine aktarıyordu kastı çünkü.
    Kağıdın rastgele bir yerine nokta koydum
    Ve oraya kadar yazdım.
    Son cümlem olmasını, bilerek sağlamadım:
    Umarım, diye başlıyordu son,
    Umarım var olmak yaşamlakla sınırlıdır.
    4 ...