bana fenerbahce mi geri verin

entry5 galeri
    ?.
  1. hürriyet gazetesi yazarı yorgo kirbaki nin içleri acıtan, yürekleri dağlayan yazısı.

    Yorgo Kirbaki Atinadan bildiriyor.

    Sukru Saracoglu'ndaki Dinamo Kiev maci oncesi mutat sekilde toplandik.
    Herkes, her sey yerli yerinde. Stelyo (kuzenim), Levon (enistem),
    formalarimiz, kaskollarimiz, bayraklarimiz.

    Telefon caldi. Arayan arkadas, bayram icin Atina'ya gelen bir
    arkadasinin koyu Fenerli oldugunu ve maci izlemek istedigini soyledi:

    "Madem bizden, gelsin elbet, buyursun" dedik.

    Bu defa bir Tanri misafiri de vardi grupta.

    Mac basladi... "Semih oynamiyor", "Guiza atsin bi gol artik", "Ya
    nerde eski Fener" gibi muhabbetle 20 dakika gecmis. Organize ne bir
    atak var ne bir sey...

    Sohbetin icerigi farkli ilgi alanlarina sicradi. Stelyo,
    cocuklugundaki Istanbul'u anlatiyor. Levon, Kayseri Orduevi'nde
    (baterist idi) gecen askerligini, Tanri misafiri de Cengelkoy'u...

    Ilk yariyi oyle tamamladik. Kanal degistirdik. Ya dizi oynuyordu ya da
    eglence programi. "Yahu mac basladi" diye bagirdigimda ikinci yarinin
    3 dakikasi geride kalmisti. Ilk ve tek gol pozisyonuna girdik. "Haydi
    Fener" seklindeki tesviklerimiz birkac dakika surdu. Sonra yine ayni
    zevksiz goruntu.

    Burak filan girdi oyuna... Bizler Istanbul, Atina'yi konusuyoruz.
    Turkleri, Yunanlari. Goz ucumuzla da maci izliyoruz. Kapi caldi, Eli
    (ablam) geldi. Kapi caldi, Vilma (yegenim) geldi.

    Mutfaga gittim, istavrit, uskumru ve izmarit benzeri "gopa" denen
    baliktan almistim, kizartmaya basladim. Nasilsa gol atsak Levon
    mahalleyi ayaga kaldiracak. Mutfak da Maldovano'nun attigi pas
    mesafesinde. Kosar sevinci paylasirim.

    Sohbet Atina'da, Istanbul'da guzel kadinlar nerelere gidere uzandi.
    Hangi mekanlar "in" filan. Meger bizim Tanri misafiri Isvicre'de
    okumus. Turkiye'de, Yunanistan'da bayagi buyuk isleri varmis.

    Ve son duduk...

    Tanri misafirine donup "Yemege kal, balik var. Salata ve Kara Efe"
    dedim. "Yok agabey, kadin cocuk bekler gideyim" dedi.

    Masaya oturduk, macin yorumlarini, izlenimlerini beklemeden baska
    kanala cevirdik. Adnan Senses "Neden Saclarin Beyazlamis Arkadas"i
    soyluyordu.

    Nasil beyazlamasin?

    Kadehler kalkti: "En kotu gunumuz boyle olsun."

    Birkac gun sonra Kayserispor macinda Stelyo ilk kez yoktu aramizda.
    Ilk kez gol yedikce kizmiyor, guluyorduk.

    Oysa daha gecen sezon maclari izlerken yerimizde hop kalkar hop
    otururduk. Salonda kendimizi yerlere atardik. Sarilirdik, opusurduk.
    Yemekte, televizyonlardaki mac sonrasi gelismeleri izlerdik. Atina
    sokaklarina ciktigimiz bile olmustu bayraklarla.

    Tadi da yok tuzu da Fenerbahce'nin. Heyecan vermiyor, daha kotusu
    basarisizliklara alisiyoruz, gulup geciyoruz.

    Eger bizim haller boyle ise, o macta Sukru Saracoglu'ndan cikan
    taraftar ne desin?

    Takim, kalecisinden santrforuna kadar sorunlu. Neden sakat oyuncular
    mi? Aragones mi? Aurelio'nun doldurulamayan boslugu mu? Zaten az
    pozisyon uretiyoruz, onlari da kaciran ama cok "caliskan" oldugu
    soylenen Guiza mi? Takima manevi katkisi beklentilerin gerisindeki
    Roberto Carlos mu? Sanki baska macta oynayacak da isiniyor edali Kazim
    mi? Ugur Boral mi? Gokhan mi? Emre mi? Bilmiyorum. Alex'i de, Volkan'i
    da, Selcuk'u da begenmiyorum iste.

    Sayin yoneticiler, teknik kadro ve futbolcular... Lutfen yani...

    Bana Fenerbahce'mi geri verin.

    http://www.hurriyet.com.tr
    4 ...