çalışan psikolojisinin dışına çıkmayı başarmış sikilaççi'dir. çünkü işçi her daim kazanılanı ve harcananı görür. " işyeri kurmak çocuk yapmak gibidir, herkes sonuca odaklanır, kimse kaç kere yarak yediğini bilmez " derler. ( bu minvalde bir şeydi )
batak verirsin, işçi parasını alır.
tahmin edilmeyen zararlar olur, işçi parasını alır.
asgari ücret artar ama gelirler artmaz, işçi parasını alır.
işler azalır, mühim değil, işçi parasını alır.
işveren parayı alamaz ama işçi parasını alır.
insanlar birbirlerini anlayamadıklarından her daim bu tarz gerilimler yaşanacaktır. bir işveren işçiyi, bir işçi de işvereni düşünemez zaten normal şartlar altında.
100 liraya aldığın ürünü %3 karla 103 tl'ye satıyorsun diyelim. işçi maliyeti artınca 130 tl yapabiliyor musun?
hayır!
bu tip durumlarda piyasa daralır, işler azalır ve 102 tl'ye bile " tamam " der duruma gelirsin. çark dönsün, iş olsun. zaten rekabet olan piyasalarda öyle kafana göre zam da yapamıyorsun ne yazık ki.
hal böyle olunca eğer varsa cebinden verir işveren, yoksa kapatır kepenki. sonra dersin ki işsizlik var.