ben bu yazıyı sana yazdım

entry31065 galeri video218
    648.
  1. eylülün ilk haftası hatırlatacaktın da, aşı olacaktım güya...

    grip aşısı, söylemiştim ya. çok zor geçiyor aşı olmayınca koca kış. hele bir de aşı olmadan hastalanırsam, yandım gitti. yaza kadar iyileşemiyorum. iyileşmeden de aşı yapmıyorlar. her neyse...

    unutmuştur belki, ben de unuttum zaten. benim de unuttuğum bir sürü şey vardı hem. doğum gününü bile unutmuştum be, gerçi hiç 'doğum günün ne zaman' muhabbeti olmadı ya herkes gibi, ondan belki de. herkesinki gibi değildi bizimkisi, belki de o yüzden normaldi aslında...

    galiba hiçbir şey ifade etmiyorum artık senin için. ne acı... oysa o kadar çok isterdim ki; 'senin için bir şey ifade etmiyorum, tıpkı senin, benim için bir şey ifade etmediğin gibi' demeyi. kendimi kandıramam, seni kandırabilsem bile. sen kendini kandırmaya programlanmış ruhsuzu oynasan da... kendimi kandıramam, o yüzden seni kandırmama da gerek yok. hâla çok şey ifade ediyorsun, aşk'ı en azından...

    'yine de güzeldi' demeyi öyle çok istiyorum ki, aylar sonra. demem için bir neden olmasa da, diyorum. kendimi kandırıyorum ben de. sana benziyorum giderek. gittiğinden beri en çok sana benziyorum...

    istanbul hiç bu kadar çok şey anlatmamıştı bana. zaten beşiktaşımdan başka bir bok anlattığı da yoktu, seni tanıyana kadar. senden sonra beşitaş'ın bile bir değeri kalmadı istanbul için. niyetlendim bir ara bu şehirde yaşamaya. zaten aylardır süre gelen kafa karışıklığında, ne yapacağımı bilmeden dolaşıp duruyordum il il. olur mu dedim, denedim. olmadı, olmuyor, olmayacak gibi...

    her bir kaldırımında kendimle karşılaşıyorum. kendimle karşılaşmaya cesaretim olmadığından değil, üzüntüden benimkisi... her bir sokağında hayallerim öylece duruyor, umutlarım asılı kalmış. içimdeki çocuğa tecavüz edilmeden önceki hali orada. kaldıramam bu kadarını. kendimle karşılaşamam, karşılaşmamam lazım. zaten vapurda da yasaklamışlar sigarayı. neyime lazım, kadıköy'den beşiktaşa giderken sigara içilemeyen vapur?

    salak uğraş demiştim ya, hani istiklal de son vermiştim... hani sana da söylemiştim. aslında o kadar da salak bir uğraş değilmiş. keşke tamamlasaydım. belki toplayabilirdim her bir parçamı o zaman. yarım kaldım gördün mü? kendimi sende kaybettim, hiç gördün mü?

    susacaksın ya, güçlü olacaksın ya... ol bakalım. güçlü bilsinler yine seni. ben de kendimi kandırayım bu kez; 'güçlüydü' diyeyim.

    hiç olmamamız gereken yerde, hiç olmamamız gereken insanlarla, aslında hiç yapmamız gereken şeyleri yaparken, aklımıza düşüverir bir an, bir şeyler. gerçeği görür, görmezden geliriz. güçlü olmak adına.

    güç buysa sahiden, güçlüsün biliyorum.

    ve ben, her zaman olduğum gibi 'güçsüzüm'.

    işsiz-güçsüzüm...
    30 ...