Sosyalizm ezilen halkların millyetçiliği ile ezen halkların milliyetçiliğini aynı kefeye koymaz. Zira her ulusun kendi kaderini tayin etme hakkı vardır. Ancak emperyalizmin günümüz versiyonu halkların kendi kaderini tayin etme halkını programlı bir şekilde milliyetçilik ve din kartları üzerine oynayarak küresel kapitalizmin hesabına çalıştığı düşünüldüğü taktirde bir sosyalistin eline çok da fazla sağlam argümanlar kalmıyor açıkcası. Kaldı ki toplumu kin ve nefret doğrultusunda şekillendiren değişik fraksiyon oligarşilerinin bilinçli haberleriyle burjuvazinin sahip olduğu medya olanaklarıyla kapışmak da neredeyse imkansız hale gelmiştir.
Sosyalizm kürt hareketinin demokratik hak arayışı talepleriyle kati suretle ilgilenmelidir.Çünkü sosyalizm her türlü ırk ve din ayrımcılığından arındırılmış bir sınıf bilinci ve bu amaç uğruna gerçekleştirilebilecek eylemler bütününün gereksinimidir.
68'li yıllarda da israil emperyalizmine direnen filistin halkına ve amerikan emperyalizmine karşı direnen kuzey vietnamlılara vatanlarının kurtuluşu için mücadele eden ezilen ulus adı verirken kullandığımız argümanları kürt hareketinin silahlı boyutu olan " pkk " için kullanmamız , hem siyasi hem de iktisadi alanda amerika ve batılı kapitalist-emperyalist ülkelerden icazet alan bir örgüt için sahip olunmaması gereken bir bakış açısıdır.
Kısacası kürt hareketi sosyalizmin çözüme kavuşturması gereken bir sorun ancak salt amacını oluşturan yegane bir kısır sorun değildir. Zira sosyalizmin hedefinde emperyalizm ve iktisadi sömürü biçimi olarak kapitalizm vardır. Ve kürt ulusal hareketi de herharikülade başarılı olsa dahi burjuva-demokratik kimliğinden sıyrılabilmek amacıyla sosyalizme dönüşmek zorundadır.
