tarihte türk milletinin, doğal sosyal, ekonomik, askeri mücadele içerisinde komşusu olan diğer milletlere karşı ciddi üstünlük sağlamasının verdiği kuyruk acısından temel alan durumdur. toprak mücadelelerine bakıldığında ilk görülen şeydir zaten bu mesele.
dünya üzerinde çok ciddi ve güçlü bir 'türkleri dünya üzerinden silme' misyonu bile vardır. çanakkale harbinde bu amaç neredeyse gerçekleştirilecekken türk milleti direkten dönmüştür.
bir türk şunu çok iyi bilmelidir ki: binlerce yıl kendi kurduğu ülkelerde tebaası olarak barındırdığı milletlerden hiçbirisi aynı durumda yaşama şansını kendisine tanımayacaktır.
türklerin kültürünün köklerinden gelen bir hoşgörünün ve insan sevgisinin olduğunu inkar etmek ancak iflah olmaz bir nefretin ve hırsın kapattığı gözlerden kaynaklanabilir.
fransa'yı ilk tanıyan devlet bir türk devleti olmasına karşın ve hatta üçüncü selim gibi bazı türklerin fransa'yı seven ve iyi ilişkiler kuran kişiler olmasına rağmen fransa'nın şu sıralarda en büyük türk karşıtı olması acaba nedendir? veya buğday bulamayan, aç kalmış ermenistan'a yardım elini uzatan türkiye bu gibi onlarca iyiliğin karşılığını en azından iyi niyet olarak, düşünce bazında bile bir karşılık neden görememektedir? veya aç kalan yunanlı'lara düzenli olarak bir gemi dolusu gıda yardımları gönderişimiz neden bu kadar çabuk unutulmuştur? peki bizim zor durumlarımızda bize kim yardım etmiştir?
tarihi olaylar irdelendiğinde görülen şey çok acı bir 'iyilik yap kötülük bul' olayıdır. ama insan denilen varlığın doğal özellikleridir bu ( vefasızlık, unutkanlık, kadir-kıymet bilmemezlik, hırs, milliyetçilik ). ama bize yakışan yine biz olmaktır, hoş görüdür, dostluktur, barış arayışıdır.