hangi kelime seni anlatırdı?
hangi dilde bulsam en çok yakışanı?
belki hasret seni açıklardı
ona da belki sen kızardın..
bu kadar basit mi anlattın?
umut mu deseydim acaba?
gecenin en tenha zamanında,
gözlerim kan çanağı,
takılı kalmış telefon ışığında.
ya da ruhumdan mı bahsetsem,
hani şu beslemeyi unuttuğun ,
günlerce susuz bıraktığın..
sadakat zaten olamazdı,
ben sana hicret ederken,
senin aynı hızda kaçtığın..
feda mı desem yani fedakarlık?
bir gülüşe ömrü yere serdiğim,
ama o da sana uymazdı ..
korkudan da mı bahsetsek?
sensizliğin tir tir titrettiği,
sensizliğin değil düşüncesinin dahi..
ama kalsın bu kadar kafi,
sen hayat olmalıydın,
ağladığım,güldüğüm ve nefes aldığım
ilk bisiklet sürüşüm,
ilk okuldan kaçışım,
ilk yenilgim ilk zaferim,
ve son durağım..
çünkü o kadar acımasızdın
ama bir o kadar da güzel
hayatın anlamı ancak hayat olabilirdi..