tarihi düşüncelere bile gidilmeden bu meselenin manasız olduğunu sizin anlayacağınız bir rivayetle izah edeyim.
Arkadaşın teki üniversite çağlarındayken bildiğin ülkücü ama ateist biriymiş - garip ama doğru - velhasıl zaman olur inanılmaz para sıkıntısına düşer. Hani nerdeyse ekmek yiyerek yaşıyormuş. Vakıfbankın önünden geçerken ta senenin başında zayıfları nedeniyle kesildiği bursunu - öyle düşünüyormuş- garip bir dürtüyle kontrol etmiş. Birde bakmış o da ne tam tamına 6 aydır bakmadığı kartında tam tamına 6 aylık burs parası varmış. Adam hünkür hünkür ağlamış.Sebebi meğerse takmadan önce saçma bir hissle besmele çekmiş. Bu olayı anlayacağınız üzere tanrıya bağlamış ve o bankamatın önünde alnını resmen secdeye koymuş. Ve bankamattan çıkan parayla karnını bir güzel doyurdukdan sonra hemen camiye gitmiş.
Oh ne güzel dimi arkadaşlar?
Tabii hidayete erdiğini okuyan enderun sevgiler bile şu an ağlamaklı. Farkındayım.
Fakat gel zaman git zaman para yine bitmiş. Ama tanrı açlığı bastırmıyor ki. Yada namaz hiç bastırmıyor ki. Düz mantıkla tanrı parayı getirdi ee ben şükür ediyorum nerde para diyerek tanrıya hafiften isyan etmiş.
Enderuncum daha kötüsü olmuş. Adam ateist olmuş.
Fakat enderuncum daha kötüsü herif paraya göre bir ateist bir dindar.
Lafım şudur tanrıya inanmıyorum ama ya varsa başlıktaki izah ettiğim gibi çocukca entryler açarak müthiş tespitler yapmayınız çünkü tanrıya inanmak veya inanmamak eğer bir insanda akılla olan birşeyse bu tür hidayet erici geyiklerle bunlar değişmez. Bu tür olaylar yani inanmışlığın inanmamışlığa çevrilmesi veya tam aksi anca takliti imancıların veya takliti sosyal davranışcıların maruz kalacağı birşey olur.