gördüğüm kadarıyla istanbul'da yaşayanların büyük bir kısmı bu vergiyi kendi hayatıyla ödüyor zaten. tamamen geçim derdi ve para kazanma zorunluluğu yüzünden, 10 senede bir anadolu ya da avrupa yakasına geçen, oturduğu ilçeden gayrisini tanımayan, hemen her gün o trafikte bir yerlere yetişmeye çalışan, kendine vakit ayırıp da hobileriyle vs. uğraşamayan, günde ortalama 12 saat çalışan, muhtemelen kendi çocukları da bu şekilde bir hayat sürecek olanlar için ne kadar "yaşıyor" denebilir? istanbul'da yaşamanın vergisini yaşamıyla ödemektir bu. muhammed ikbal'in bir sözü var, sanırım bu durumu en iyi bu açıklıyor:
"Bugünkü çağ senin ölüm meleğindir, çünkü
Sana geçim derdi vererek canını almıştır."