efendim şimdi biçok erkek yazar dostum bana kızacak ama öyle bişey pek de mümkün değildir.. zira bi kadın eğer aşık olmak istiyosa olur, olmak istemiyosa olmaz.. öyle amerikan filmlerindeki gibi evinin önünde kamp değil karargah kursanız da işe yaramaz.. onun istemesi lazım.. eğer sizde bişey gördüyse olur, görmediyse olmaz.. kaldı ki gerçekliğine de inanmıyorum ben onların aşklarının.. eveeet, bildiniz.. çok tekme yedim kıçıma.. *
şimdi de bayan yazarlar kızıcak ama bi iki ufak tüyo söyleyeyim türk erkek gençliğine.. sömürebildiğiniz kadar sömürün, itin kakın, hakaret edin, önemli günleri unutun, evine yalnız gitmesine izin verin, hatta daha da ileri giderek aldatın! evet yanlış duymadınız! aldatın! bakın nasıl kıçınızın dibinden ayrılmadığını göreceksiniz!
değer falan vermeyin hafızlar.. zira kadın milleti kendine değer veren erkeği sünepe olarak görür.. onlara memati baş tarzı, polat alemdar tarzı adamlar gerek! onlardan anlarlar çünkü.. sakın incelik yapmayın, nezaket göstermeyin.. gül alırsınız hem de en kırmızısından, ''bu neden kokmuyooooğğğğ?'' diye salak bi soru sorarlar.. ama kız arkadaşlarına da ''benim aşkitom bana gül almıaaşşş yaaahhhhğğğ!'' diye hava atarlar.. zira denge denen şeyden habersizlerdir.. çoğu hem dengesizdir hem de dünya etraflarında dönüyo zannederler..
atıyorum sizi kesiyosa, o ray-ban gözlüklü yonja pozlarındaki gibi bakışlar atıyosa, her yaptığınız espriye gülüyosa, heryerde sizden bahsediyosa, kıçınızın dibinden ayrılmıyosa aman dikkat erkek ahalisi! tehlike kapıda! zira size olta atmaya hazırlanıyo demektir.. en kısa zamanda bi mesaj ya da maille zaten niyetini belli edecektir.. sakın ama sakın söylediklerinin gerçek olduğuna inanmayın! balıkların oltaya takılmalarına neden olan yem ne kadar plastikse onların sevgileri, aşkları da o kadar plastiktir.. akıllı olun beyler! sakın yemeyin bu numarayı! üzgünmüş gibi yapacak, ilgi çekmeyi deneyecek, depresif şarkılar dinleyecek ve dinletmeye çalışacak! sakın gelmeyin oltaya! onların amacı sizle mutlu olmak falan değil! sizi kullanıp yerinize bi başkasını bulana dek sizle eğlenmek!
ipleyemediğiniz kadar, dayanabildiğiniz kadar sallamaya çalışın.. bahaneler üretin.. sürekli kaçın.. ''ahaaa! dişli çıktı! ama ben seni elime geçiririm!'' diye düşünmeye başladı bile dişi kişisi! aynen devam edin.. daha çok uğraşsın ve mücadele etsin.. siz de yavaş yavaş ''ay ben de senden elenktürük aldıaaam!'' şeklinde triplere girin.. gardınızın düştüğünü sansın.. sizi avlamasına az kaldığına inansın.. böyle devam etsin.. ve derkeeeen başlayın gudik bi ilişkiye.. sakın 2 haftadan fazla devam etmeyin! yoksa öyle hızlı emerler ki kanınızı birden gerçekten de onun esiri olursunuz! sakin olun, sizin de ona aşık olduğunuzu zannetsin.. gayet güzel oynayın.. kibar olun, evine bırakın, akşam yemeğe çıkarın, çakma gümüş olur, çakma levis olur, çakma nike olur alın bişiler hediye baabında.. sevinsin garip! ''işte böyle köpek ederler adamı kızııaaağğğğmm!'' diye o yalak ve salak arkadaşlarına hava atmaya başladığı günlerde [ki ikinci haftanın sonlarına tekabül eder.] sizi avucuna aldığını zannettiği günlerde o ölümcül, şehvetli ve şok etkili darbeyi indirin!! e artık onu nasıl yapacağınızı da ben anlatmayayım! bitirin artık şu işi! (bkz: s.s. kuralı)
inanılmaz bi rahatlama hissedeceksiniz.. sabah uyandığınızda basın gidin o sizden romantik bi kahvaltı beklerken! ahanda sana ikinci darbe! bikaç ay peşinizden koşar siz tekmeyi bastıktan sonra! yolda falan karşılaşırsınız, önünüzü falan kesmeye kalkar.. tanımayın, geçin gidin yanından! ''hayvansıııaan biliyosuuuğğğun dimeeeğğğ??'' şeklinde sorularına ''pardon bacım tanışıyo muyuz?'' diye cevap verin! en nihayetinde kurtulamazsanız çağrı ve saçma salak mesajlardan hattınızı değiştirin ki yeni maceranızdayken sizi rahatsız etmesin eskisi! sonra verin elinizi yeni maceralara, açın yelkenlerinizi yeni sevdalara.. *