inanc geni

entry3 galeri
    3.
  1. genetik bilimi dna'nın keşfiyle ve teknolojinin yardımıyla insanları şaşkına çevirecek bir hızla ilerlerken, sadece hastalıklara çözüm aramakla kalmayıp insanlığın kabulde ayrı gayrı düştüğü görüşlerin de açıklaması gelmektedir. insan denilen muammada spiritualitenin genetik izlerini arama yoluna koyuluyor insanlık...

    inanmak ya da inanmamak...
    kimisi inanır, kimisi inanmaz.

    abd ulusal kanser enstitüsü'nde görevli olan moleküler biyolog dean hamer, 1998 yılında, insanın genetik yapısının inanç üzerindeki etkisini araştırmaya başladı. 6 yıl süren araştırma sonunda "the god gene" adlı kitabını yayınladı.
    çalışmasının mantığını ele alarak duruma bir bakalım.

    kardeşler, aynı anne babadan olan çocuklar diyoruz ya, işte onlarda inanç durumuna bakıldığı zaman; biri son derece inançlı olabiliyorken diğeri de tam zıddına inançsız olabiliyor.
    peki tek yumurta ikizlerinde durum nasıl diye sorulunca, yapılan çalışmalar; tek yumurta ikizlerinin inanma ya da inanmama durumunun aynı olduğunu gösteriyor. yani ya, ikisi de inanıyor, ya da ikise de inançsız.
    bu durum, inancın genlerle ilgili olup olmadığı şüphesini akla getiriyor.
    ve 35 bin genden hangisinin inancı etkilediğini bulmak gerekiyor. yıllar alan çalışmalar "monoamin" enzimlerinin salgılanmasını kontrol eden 9 geni işaret edince, bu 9 gen üzerine yoğunlaşılıyor. bilinci ve inancı yönlendiren 9 genden en "baskını" bulunduğunda "VMAT2" genine artık rahatça "inanç geni" adı verilir.
    bilim adamlarının inanç geni dediği gen, insanoğluna, asıl ayırt edici özelliği olan "kişisel ve evrensel farkındalık" yeteneği kazandırıyor ve insanın; evren, sonsuzluk ve tanrı gibi soyut kavramlar üzerinde düşünmesini sağlıyor. bu durum tek yumurta ikizlerinde aynı" genetik yapıya" sahip olunmasıyla "aynı genin kontrolü altında" tümüyle aynı biçimde olan enzimler sayesinde, "inanç yapıları" da aynı oluyor.

    Dean Hamer tezine, "Gen tam çalışmıyorsa inanç zayıf oluyor" görüşünü de ekliyor ve evrimle bağlantısını kurarken şu mantığı görüyoruz:
    doğal seleksiyonda seçilim iyilerden yanadır. iyi olan özellik aktarılır. kendisini koruyan yüce bir varlığa inan kişiler hayata daha olumlu bakıyor ve daha uzun yaşıyor. sonuçta inanç iyi bir özellik oluyor ve nesilden nesile aktarılıyor ve inanç kavramı gelişiyor.

    moleküler biyolog dean martin'e, tek bir örnekle; ingiliz felsefe profesör antony flew'in "araştırmalar gösteriyor ki, hayatın varoluşunun ardında yüce bir varlık bulunuyor" diyerek tanrı'ya inanmaya başladığını açıklamasından, şükranlarımı sunuyorum.

    notumsu: flew gibi inanmak için kanıt bulma nooktasında olmadığıma şükrederken; inancın genle kontolü ve doğal seleksiyonla iyi genlerin kazanımı bilimsel yaklaşımı ile bakınca, daima önceden söyleyen olan kitapta geçen "kalpleri mühürlü" ve "islam nurunu tamamlayacak" sözlerini hatırlıyorum.
    0 ...