Tahminimce Türk dizi tarihinin en mükemmel dizisidir. Hem kadro hem hikâye hem müzikleri ile. Ancak yerli yapım olmasından dolayı dünyada pek ses getirememiş bir hikâyesi vardır. Hollywood prodüksiyonlarında bu hikâye yazılıp oynansa veya yabancı bir yazar tarafından kaleme alınıp roman yapılsa dünyaca ünlü olurdu.
Hikâye içinde hikâye (karaeski hikâyesi ramiz karaeski, kenan birkan, selma hünel üçlüsünün mazisini geçmişe dönerek dizi içinde zaman zaman anlatır), ve genellikle beklenmedik sonlarla izleyicisini şaşırtan garip bir kurgusu vardır. Dizide yaratılan karakterler aslında toplumdan da büyük izler taşır misal cengiz gibi uyanık, karaktersizlerde çok, kerpeten ali gibi saf, t*şsaklı, özünde sadık ve iyi kalpli ama yol yordam bilmez tiplerde, ömer gibi dizinin ilk bölümünde tasvir edildiği gibi "ömer iyi adamdı fakat bir fena huyu vardı herkese güvenirdi" diyebileceğimiz yediği her kazık iyi olmasından mütevellit inanlarda, selma gibi eyşan gibi elini attığı erkeği mahveden, hayatını kaydıran, yolunu değiştiren tiplerde, tefo gibi taşradan şehre sürgün gelip mecburen de olsa karanlık tiplere ayakçılık yaparken tarafı bile olmadığı bir kavgada can verende, kenan gibi emekleye emekleyede önce parayı bulup sonra parayla zirveye çıkanda, ramiz gibi planlarla, uyanıklıkla, tecrübeyle, zekâ ile, bilek ile, yükselenlerde ve ezel gibi hayatını değiştiren olaylar yüzünden hiç olmadığı bir hayatı yaşayıp hayatının intikamı için yaşayanlarda var.