teorisyenlerini de sevmemekle beraber teorisyenlerini ve fikrin babalarını hele bir yana bırakıp konuşacak olursak: dahil olunması en kolay fikriyat. vatan, millet vs. gibi derinden etkiyelen fikirleri en çok zikreden akım olmasından mütevellit insanları pek çarpıyor. (vatan, millet kavramlarının içini boş sandığımı sananlar yanıldı.)
maslow denen adamın bir ihtiyaçlar hiyerarşisi vardı. kaçıncı kademesiydi hatırlayamıyorum ama kademelerden birisinde "sosyal bir varlık olma sosyalleşme ihtiyacı" diyordu maslow. insan en nihayetinde bir cemiyete dahil olmak istiyor. [ hanzo seviyesindekilerden bahsetmiyorum. ki o bile kendi cinsleriyle bir cemiyet en nihayetinde ] şimdi mesela bizim bu milliyetçi hassas kesim de tıpkı böyle. birşeylere , bir yerlerre dahil olma kaygısı çok ciddi bir kaygı aslında. milliyetçiliğin aslında ne olduğuna dair birşeyler okumak, teorik birşeyler kapmak gibi zor şeylerle ilgilenmeyen bizim gençler mahalle aralarında milliyetçi takılıyorsa sebebi tam da budur. bizim milliyetçilerin hepsinin büyük pratisyenler ! olması sizi hiç düşündürmedi mi ? [ ünlem işareti edebiyatta daşşak geçmek için kullanılır bazen. (tdk böyle açıklıyor ) ]*
gencecik pratisyen ! milliyetçilerimiz var. şehit cenazeleri devşiren, bağıracak , kendini ispatlıyacak mekan arayan siyasallaşmış çocuklarımız var. paşalarımız var bu vatan evlatlarıyla öcalan'ı 24 saate asacak kadar azametli ve haşmetli!
güzel birşey milliyetçilik güzel. çaya banınca pek leziz.