“1954 Dünya Kupası’na gittik, isviçre’de. Türk milli takım ilk kez katılıyor. Brezilya takımı geldi, müthişler. Yaklaşık 500 gazeteci var, Türkiye’den gelen birkaç kişiden biri de benim. Yan odalarımda bir Brezilyalı ve bir de italyan gazeteci var. Bir akşam, Brezilyalı gazeteci bana “Sana müthiş bir kıyak yapacağım” dedi. Gittik, 17-18 yaşında siyahi bir futbolcunun yanına. Zaten, Zito gibi büyük futbolcuların yanına bile yaklaşamıyoruz. “Bu genç çocukla röportaj yapacağız, ben de tercüman olacağım” dedi. Çocuğun gönlü olsun diye yaptım röportajı. Portekizce’den başka bir dil bilmeyen köylü bir çocuk. Neyse, yaptık röportajı ve gönderdik.
Röportaj Türkiye’ye gidene kadar Pele parladı bile. Hemen Pele ile röportaja ambargo getirildi. Ama biz çoktan yapmış ve Türkiye’ye göndermiştik. Sonra ilk röportaj yapan biz olarak tarihe geçtik. Röportajdan sonra, Corriere Dello Sport’tan bir gazeteci ile konuşmuştum. “işine yarayacaksa, neler konuştuğumu anlatayım sana” demiştim. “Eğer yedek bir oyuncu ile röportaj yaptığımı öğrenirlerse beni kovarlar” diye cevap vermişti. Daha sonra işte bu süreç oldu, Pele ile röportaj yapmaya yasak geldi falan. Sonra geri geldi ve bana dedi ki, “Pele ile konuştuklarını anlatsana, manşet çıkmam lazım. Önceden röportaj yaparsam kovacaklardı, şimdi yapmazsam kovacaklar”
ayrıca Bu olaydan sonra Brezilya’da televizyonlar bir hafta boyunca Halit Kıvanç’ı “Pele’yi ilk keşfeden Türk gazeteci” diye anlattı.