içinde hem masumluğu hem tatlı kıskançlığı barındıran en değerli en unutulmaz yaşanmışlıklardan biridir. çocuğun aşkı mı olur derlerdi büyüklerimiz. belki öyle ama yine de insan gülümseyerek hatırlıyor büyüyünce. sene 2001 yılının başlarıydı. 9 yaşındaydım. okulum oturduğum apartmanımızın bir sonra ki sokağın köşe başındaydı. sınıfın en güzel kızı değil ama en akıllı ve biraz da şirin mi şirin kızı merve de bizim apartmanda oturuyordu. ailece de tanışıyorduk zaten. zeki olduğu için hep bana ders çalıştırırdı. kaytarmama izin vermezdi. ilkokul aşkım mıydı öğretmenim miydi belli değildi. hem sever hem çok kızdırırdık birbirimizi. neyse bir gün bize geldi okul sonrası. annemi de çok severdi. o kadar zeki olmasına rağmen anneme özenir ben büyüyünce ev hanımı olcam senin gibi dermiş anneme. swh. neyse salon da bir yanda yazı yazarken bir yanda tv açıktı. o dönem kral tv meşhurdu tabii kral tv açıktı. burak kut'un tahtalara vur adlı klibi çıktı. o klipte de hafiften açık seçik minili kızlar oynatılıyordu. ekranda o kızlar çıktıkça bakıyordum bende. art niyetle değil tabii çocuğum yahu ne gözle bakabilirim. kızlar olduğu için klipte merveye hava olsun diye baktığımı hatırlıyorum gerçi. ama merve kıskanmış olacaktı ki eliyle gözümü kapatır sen bakma dersine bak. sonra bozuşuruz giderim derdi. söylerim seni annene der hatta giderdi bile. swh. bende çocukluk masumluğu ile tamam tamam derdim. çünkü onu çok severdim. her şeyden öte arkadaşlığımızın bozulmasını istemezdim. ama biz büyüdük ve kirlendi dünya. her şey bir yana dağıldı. böyle hatıralar da bize güzel bir anı olarak kalmış oldu. sıradan bir hikayemi çok uzattım kusura bakmayın ama hiç unutmayacağım için yazmak istedim.