ilginçtir. bu sözlükte her geçen gün beni hâyâl kırıklığına uğratan kişilerle karşılaşıyorum. kendisi beni hâyâl kırıklığına uğratan değil, hâyâl kırıklığına uğramama vesile olan yazardır, tıpkı ahmet yıldız ölmedi gibi, tıpkı keyfkesh gibi.
güzel kelâm eden insanları agresiflikle suçlayıp âdeta linç eden bir ortam, yazar başlıklarının altında bi' kaç aynı tip milliyetçi hezeyanları ile sözlüğü kirletmeye devam ediyor. sanki diğer başlıklardaki düzeysiz yazıları ile yeterince kafa ütülememişler gibi.
rüzgardasavrulanyaprak da çaylak edilmiş. ne acayip. sahte olmakla suçlanıyor, oysa asıl sorun zaten cennetten kovulan'ın neden buradan da kovulduğu. burası cennet mi? bence sayılmaz.
düzeysizlik öyle bulaşıcı bir hastalık ki, artık anormal olan norm olmuş. eşcinsellere, kürtlere, ermenilere, vs. küfretmeyen, onların çüküyle, özel hayatıyla, vs. derdi olmayan ama delicesine farklı yaşanmışlıkları merak eden, bu merak sonucunda da haklı olarak ismi "sözlük" olan bi' yerde takılan kişiler ya çaylak olmuş, ya da "silik".
ya adamlar birilerine küfrederek deşarj oluyor. küfür diyorum. burası redhouse değil ama herhangi bir sözlükte küfürün bulabileceği tek yer madde başlığıdır, bunun dışında örneğin "salatalık" başlığında "çok şerefsiz bir sebze" gibi bir tanım bekleyemeyiz, beklememeliyiz. kimi nefret unsurlarına ana avrat düz giden adamcıklara izin vermek marifet değildir.
ulan sen evinin ortasına hacetini giderir misin? hani burası benim evimdi? hani burayı yaşanılası kılmak benim, bizim görevimizdi?
küfür ve aşağılama timini suçlamıyorum, zîra bunlar böyle adamlar. youtube'de de, denetimsiz haber sitelerinde de bunların ifrâzatını görüyoruz, sözlük de buna mekân ediliyor, bunu onlar değil yönetici vasfındaki insanlar yapıyor. birilerine rahatça küfredilirken, birileri sorunla karşılaşmadan aşağılanabilirken, buna kayıtsız kalamayıp olayı kişiselleştirmek zorunda kalan insanları nasıl çaylak yapabilirsiniz? burada adalet nerede, soruyorum.