ahlak, bireyin toplum olma yolunda yürürken, benliği ile yaşantısı arasına ördüğü duvardır. insanla birlikte var olmamıştır. bir anda inşa edilmiş bir duvar da değildir. binlerce yıllık bir sürecin sonucudur. bugün ahlaka aykırı olan bir hareket, yüz yıl öncesinde gayet sıradan ve doğal karşılanıyordu. zamanla ilgisi kadar bireyin parçası olduğu toplumun büyüklüğü ile de alakalıdır. siz ancak tanıdığınız ya da etkileşim içinde bulunduğunuz insanlarla birlikte bir toplum oluşturursunuz. bu toplum büyüdükçe ahlaki duyarlılık artmış gibi görünür. günlük hayatta neredeyse tüm insanların ihlal ettiği ahlaki bir kural, göz önündeki bir siyasetçi ya da sanatçı tarafından çiğnediğinde infial yaratabilir.
eğer ahlaka aykırı bir davranışta bulunuyorsanız ve bundan kimsenin haberi olmuyorsa, bu durum sizi de rahatsız etmez. çünkü benliğinizin bir sonucu olarak ortaya çıkan bu davranış sizin için gayet doğaldır. ahlak, benliğiniz ile yaşantınız arasında uzanan bir duvardır. insanoğlunun en önemli yaşam motivasyonlarından biri meraktır. bu merak sizi hep o duvarın ardına bakmaya zorlar. fırsat bulduğunuz, insanların kör olduğunu düşündüğünüz ya da tanınmayacağınızı sandığınız tüm zamanlarda o duvara tırmanıp ardına bakmanın heyecanıyla yaşarsınız. hemen herkesin o duvarda açtığı ve kimsenin bilmediği küçük gedikler vardır. -itiraf edin sizin de var. ve hatta bir çoğumuz için uludağsözlük o gediklerden biri-. içinde ne olduğunu zaten hep bildiğimiz ama hatırlamak için yaklaşmamız, elimizi, başımızı soktuğumuz küçük gediklerimiz. sonuçta ihal ettiğinizi kimse bilmediği sürece ahlak kuralları kimin umrundaki.
çok ünlü birinin dediği gibi, insanlar yalnız başlarınayken sapıkça bir çok düşünce içinde yuvarlanırlarken bir araya geldiklerinde ahlak timsali kesilirler. benim burada onunla ayrıldığım nokta ise bu düşünceleri sapıkça bulması. sapmak fiilinden türeyen bu kelime bence durumu izahtan uzak. çünkü bu düşünceler bizim bir yoldan saptığımızı değil aslında var olduğumuz çizgide devam ettiğimizib bir kanıtı. bizi yolumuzdan ve varlığımızdan sapıtan ahlakın ta kendisi. kim bilir bu sapkınlık belki insanlık için iyi sonuçlar doğuruyordur. birey için bu durum tartışılabilir. aslında bir farkımız yok. konuyla ilgili binlerce örnek verilebilir fakat bunları nasıl olsa hepimiz biliyoruz. öyle değil mi?