karakter olarak bukowski ile kendimi yakın hissetiğim adam.
" savaşta öldürdüm, kumarda kaybettim, ahlaksız bir hayat sürdüm "
diyor ki: bütün ruhumla iyi bir insan olmayı arzuluyordum... hırs iktidar, açgözlülük, şehvet, kibir, öfke, intikam... bunların hepsi saygı gören şeylerdi. bu hırslara teslim olarak ben de büyüklerim gibi oldum ve bu şekilde onların beni onayladıklarını hissettim.