üzüldüğüm ve az sonraki satırlarda kendi kendime hayatımın ayarını vereceğim hadisedir. daha 5 gün önce aşağıdaki satırları ben yazmıştım:
-----------------------------------------------------------------------
sonucu "perşembenin gelişi..." özdeyişini hatırlatan maçtır. 3 haftadır kendi kendime yırtınıyorum maçlarda; bir kere de holosko ya da bobo'yu çıkarmadan nobreyi oyuna al be ertuğrul diye... Ama yok adam ezberlemiş arkadaş! Nobre'yi oyuna alacaksan bobo ya da holosko oyundan çıkar. istersen 5-0 yeniliyor ol o sırada hiç önemli değil. Risk diye birşey yok herifin literatüründe... Sene başından beri yırtınıyorum kendi kendime, şu Aydın Tello'dan 5 gömlek üstün oyuncu diye. Hem de türk, yabancı kontenjanını işgal etmez. Ama yok adam ezberlemiş solda Tello oynar diye...
Adam gibi adamsın, efendi adamsın, hiçbir lafımız yok Ertuğrul. Ama beşiktaşın, senin de hepimiz kadar sevdiğine emin olduğum beşiktaşımızın teknik direktörü değilsin, kusura bakma!
----------------------------------------------------------------------
evet sinirliydim, hem de çok sinirliydim yukarıdaki entryi girerken. Ve her ortalama türkün yaptığı gibi ben de başarısızlığa bir günah keçisi arıyordum sanırım. En gözümün önünde, daha doğrusu "en dişime göre" ertuğrul hocayı görmüştüm ben de her vasat türk futbol seyircisi gibi. Unutmuştum futbolda yenilmek de olduğunu, hatta bazen ezilerek de yenilmek olduğunu. Unutmuştum bundan 6-7 yıl önce inönü'de Barcelona'yı 3-0 yenerken barca gibi bir devi futbolumuzla rezil kepaze ettiğimizi... Her takımın başına gelebilirdi böyle şeyler. Barcelona'nın başına kendisinden kat be kat aşağıda olan bir takımdan gelmişti hem de bu, bizim başımıza Rıdvan Dilmen'in de belirttiği gibi "Türkiye'de her takıma 4 atabilecek kapasitede" bir takımdan gelmesine rağmen...
Ve sonuç itibariyle el birliğiyle Ertuğrul hocanın başını yedik. iyi de bok yedik!! Yukarıdaki entrynin son paragrafını "azıcık" değiştirip noktalayayım kendime ve benim gibilere ayar verdiğim bu entryi:
Adam gibi adamsın, efendi adamsın, hiçbir lafımız yok Ertuğrul. Ama beşiktaşın, senin de hepimiz kadar sevdiğine emin olduğum beşiktaşımızın değerlerini kaybettiği, kokuştuğu şu ortamda bu takımın teknik direktörü değilsin, kusurumuza bakma!! Prensipli, herkesin takımı Beşiktaş olabilirsek yine yeniden, işte o zaman bu takımın Alex ferguson'u olmak için tekrar gelirsin umarım bir gün. hakkını helal et, yolun açık olsun.