Sonu olmasa şahane, sonu ile yani bir film olmuş.
Şöyle ki, film atmosfer olarak oldukça başarılı, oyunculuklar kesinlikle güzel. Filmin sizi oldukça rahatsız eden tonu var ve bu damara oldukça basmakta. Yönetmenin tercihleri bu noktada oldukça başarılı. Jumpscareler ile değil daha farklı yollarla sizi germeye çalışıyor.
Filmin bu arada çok ağır ilerleyen bir havası var. Oldukça ağır. Hatta o kadar ağır ki, filmin ortasında "abi ne kadar geçti hala bir şey olmayacak mı" noktasına getirdi. Yönetmen de farketmiş olacak ki, film sonlara doğru biraz apar topar toplanıyor, ve çok hızlı bir biçimde bitiriyor. Net bir biçimde kafasında en az yarım saat daha varmış yönetmenin, sinemaya sokacakları için hızlıca bitirilmiş, hatta sırf bunun için extended cut var mı diye baktım, 1 saatlik parça kesilmiş ve gelmeyecekmiş üzdü.
Filme dair ise bir iki şey eklenmiş olsa sanırım daha da severdim.
--spoiler--
Filmin bağlandığı o son kült geyikleri. Bunlara bağlamaktansa tüm olan biteni aynı şekilde gösterip, kafası bozuk bir kişinin gözünden görüyormuşuz vizyonu yaratılarak film ayakları gerçekten çok daha iyi yere basan bir iş olurdu, buna dair bir iki şey var aslında, acaba ana plan oydu da zamansızlıktan böyle mi bitti emin değilim.
Psikolog sahneleri, keşke olsaydı dediğim noktalardan. Anneyi bir o yana bir bu yana götürecek olan bu dengesizliği sağlayacak sahneler filmi daha iyi bir noktaya getirebilirdi diye düşünüyorum. Bir yanda akıl sağlığını hala korumaya çalışan bir kadın varken öbür yanda çok sevdiği kızı için aklın mantığın uymadığı en uç noktaya gidebilecek bir kadın. Bu kontrast filmi bence kesinlikle güçlendirecek şeylerden olurdu.
--spoiler--
kısa kesmek gerekirse finali hariç oldukça güzel bir iş. ağır film seyredebiliyorsanız keyif alırsınız, tam tersi iseniz filmin gerçekten açılması 1 saati buluyor, biraz sindirmesi zor.