*
dünya kuruldu kurulalı devam etmiş, devam etmeye mahkum lanet olay...
bu sınıf savaşı, başka deyişle sınıf ayrımı, her dönemde belli yerlerde kendini göstermiştir efendim. mesela hindistan'da hemen her dönem var olmuş, mısır'da firavunlar zamanında üst düzeye ulaşmış, arap kültüründe islamiyet öncesi dönemde dibine vurmuştur. avrupa da orta çağda nasibini fazlasıyla almıştır bu şeyden.* günümüzde açık açık olmasa da emperyalizm, kapitalizm gibi siyasi ve ekonomik sistemlerde kendini fazlasıyla belli etmekte. nasıl çare olunacağı, ne yapılabileceği muamma... böyle gelmiş böyle gider denilmemesi gerekse de denilen bir durum olmuş artık.
peki nedir sınıf savaşı'nda amaç? hikaye gibi anlatalım...
burjuva ve proleter çok iyi iki arkadaşmış. yedikleri içtikleri ayrı gitmezmiş hatta. her zaman aynı yerde, her zaman aynı şartlarda görüşürlermiş bunlar. günlerden birgün bu ikisi kırlarda bayırlarda dolaşırken geniiişçe bir arazi görmüşler. biraz inceledikten sonra bu toprak parçasıyla bir şeyler yapabileceklerine karar vermişler. ama ortada bir sorun varmış; ortak olmak işlerine gelmiyormuş. günlerce düşünmüşler. "ne yapmalı, nasıl etmeli?" derken derken burjuva konuşmuş:
- bak proleter demiş.. nasıl olsa iyi arkadaşız biz. birimiz masrafları karşılayalım, birimiz toprağı işleyelim, ne kalırsa sene sonunda bölüşelim...
proleter de hemen kabul etmiş bu dahiyane(!) fikri. ne de olsa çok yakın arkadaşmış onlar, ufak tefek sorunlar çıkarsa hemen halledebilirlermiş.
büyük bir hevesle girişmişler işlerine. burjuva bütün gerekli malzemeyi temin ediyor, proleter de bunları gerektiği gibi kullanarak toprağı işliyormuş. böyle böyle derken yıllar geçmiş, yaşlanmışlar bunlar. e tabi çocuklarına devretmişler olduğu gibi. çocukları da aynı şekilde devam ettirmişler bu işi. onlar da oğullarına bırakmışlar zamanı gelince...
bu şekilde devam eden bu düzen gün olmuş farklı hale bürünmüş. burjuva'nın torunları eskisi gibi anlayışlı, arkadaş değilmiş proleter'in torunlarına karşı. büyük sorunlar çıkmış, büyük tartışmalar geçmiş. ama her seferinde burjuva'nın torunları, yani burjuvalar "bu topraklar bizimdir. biz efendileriz, sizse emrimizde çalışanlarsınız" demişler. proleterler de ne desinler? yozlaşmış kültür, bilinçsizlik derken unutmuşlarmış meğerse onlar da nasıl kazanıldığını bu toprakların. boyunlarını bükerek çalışmışlar yıllar yılı... ve sonradan sonradan bunun adı sınıf ayrımı ya da sınıf savaşı olarak kalmıııışş!
yaa yaa..
işte burdan bir başlar bu ayrım, günümüzdeki kadın-erkek, patron-işçi, alevi-sünni, türk-kürt, sağcı-solcu, müslüman-others, türk-ermeni şeklinde bürünerek devam eder gider. önüne geçmek için gerekecek tek bir şey var gibi.. sonsuz fırsat eşitliği.. o da nedir? (bkz: komünizm)