Fala inanmayan ama falsız da kalmayan( en azından kendisi öyle söyleyen) gözleri telve karası bir manitanız vardır. Kahve falından nefret ediyorsunuzdur ama Her kahve içişinizde kahve falı baktıralım aşkoom dediğinden onu çok iyi fal baktığınıza inandırırsınız.
Bir gün yine kahve içmiş otururken fal bakmanız konusunda salık verilir. Mecburen fincanı sıkarak tabii ki bakarım canım benim ( içinizden: gelmişine geçmişine üç vakte kadar kısmet görmeyeyim) dersiniz.
Fincanı elinize alıp biraz okşadıktan sonra iyilikler, güzellikler görür aklınıza geleni uydurursunuz.
Üç vakte kadar evlilik, gelinlik falan görmeniz bekleniyordur ama hazır değilsinizdir. Ne kadar " aa gelinlik mi o?" , " aa nikah salonu mu, aa at mı murat mı?" dense de " siz " yoo sen yanlış bakıyorsun ben üç vakte kadar öbüşme falan görüyorum dersiniz ve siz daha hafiften sırıtırken kız çantasını almış ve uzaklaşmıştır.
O giderken neyse ki kahvesinin yanında gelen çakıl taşı çikolataları yememiş diye sevinir ve hepsini mutlulukla yersiniz.