bu sabah istanbul'a gittim salvador dali sergisine(bi cesit hava atma diyebilirsiniz). güllük gülistanlık baslayan gün haydarpasa garına vardıgımda, birden kararıverdi. yagmur yagdı saclarımı sindiresiye. cok keyifliydi. besiktas iskelesine gidesiye kadar sag kanadım neredeyse tamamen ıslandı. yagmurun tadını cıkarmak icin illa yakalanmak mı gerekir diye düsünüp bir kenara not ettim. suratımda hep bi sırıtma. sonuc olarak dalgalı vapurla gectim karsıya. sergi gezildi(izlenimlerim yavas yavas dökülecek;) )
suclu oldugumu, dönüs yolunda ki kilometrelerce istanbula gitmek icin farlarını yakmıs arabaları gördügümde anladım. aciklamaya calısayım: eski zamanlarda olsaydı ne zaman biz bulusmaya kalksak onun inadına acardı günes, yagmur durur yerini hafif bir rüzgar alırdı, en fazla yumusak parıltılı cok sevdigimiz beyazlar dökülürdü gökyüzünden. iste bu yüzden sucluyum ben. Benim yüzümden fırtına oldu feribotlar iptal edildi ve insanlar yolda kaldı. Sergi icin dönüs gününü secmemeli ya da onu arayıp fırtınayı dindirmeliydik ama herseyde oldugu gibi bunda da geciktik. Tüm yolda kalanlardan özür diliyorum.birdahakine daha dikkatli olucam.